anlamına gelen “ensar” ismine lâyık görülmüştü.20 Böylece sosyal ve siyasî bir teşkilatlanmanın temellerini oluşturan Akabe Biatleri"nden sonra Hz. Peygamber dinî ve siyasî bir lider olmuştu. Mekke"de inanan cemaatin lideri görünümü taşıyan peygamberlik misyonu, Akabe Biati"nin hemen ardından başlayan ve Medine dönemine uzanan süreçte devlet başkanlığına dönüşmüştü. Bu anlamda biat sadece Hz. Peygamber"in peygamberliğine imanî bir bağlanış değil aynı zamanda onun dinî, siyasî ve toplumsal alanda önderliğini ve baş olduğunu tanımanın bir temsili hâline gelmişti.
Aradan geçen yıllar içinde Medine"de artık güçlü bir İslâm toplumu oluşturulmuştu. İman ile şereflenen her mümin, önce Allah Resûlü"ne biat ederek bağlılığını bildiriyordu. Fakat Hz. Peygamber, kölelerden21 ve çocuklardan biat almıyordu.22 Bir keresinde Zeyneb bnt. Humeyd, oğlu Abdullah"ı yaşı küçük olduğu hâlde biat için Peygamberimize getirmiş ancak Nebî (sav), “O daha çok küçük.” diyerek ondan biat almamış, ancak başını okşayarak kendisine dua etmişti.23 Hanımlar da toplu olarak ya da tek tek Hz. Nebî"ye biat ediyorlardı. Kur"an Hz. Peygamber"den onların biatlerini kabul etmesini istiyordu: “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar Allah"a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et...” 24 Bazen Hz. Peygamber, hanımların çeşitli tutum ve davranışlarını dikkate alarak farklı şartlar üzere de biat alabilmekteydi. Nitekim hanım sahâbîlerden Ümmü Atiyye, kendi biatlerini şöyle anlatmıştı: “Hz. Peygamber bizden, cenazenin arkasından bağıra çağıra ağıt yakmamamız üzere biat almıştı.”25 Hz. Âişe"nin anlattığına göre, Resûlullah, kadınlarla biatleşirken onların ellerinden tutmaz, onlardan sözle biat alırdı.26
Hz. Peygamber müminlerden güç yetirebildikleri hususlarda biat etmelerini istemekteydi.27 Zira Yüce Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyden sorumlu tutmamaktaydı.28 Nitekim bu konuda Cerîr b. Abdullah biat tecrübesini şöyle anlatmaktaydı: “Hz. Peygamber"e (sav) geldim ve ona, "Hoşuma gitsin ve gitmesin dinleyip itaat etmek üzere her hususta sana biat ediyorum." dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Ey Cerîr, bunu yapabilecek misin, buna gücün yetecek mi?" buyurdu ve şöyle ekledi:"Gücüm yettiği hususlarda de!" Sonra her Müslüman"a karşı samimi davranmak şartıyla biatimi kabul etti.”29 Ümeyme bnt. Rukayka da birkaç kadınla birlikte Allah Resûlü"ne varıp biat ettiklerini ve Resûl-i Ekrem"in onlara