Hz. Zekeriyyâ, İsrâiloğulları"na ilâhî buyrukları tebliğ etmek üzere gönderilmişti. Soyu Hz. Dâvûd"a, oradan da Hz. İbrâhim"e kadar dayanmakta olup İsrâiloğulları"na gönderilen peygamberlik silsilesinin son halkalarındandı. Aynı zamanda risâlet görevi verilmeden önce Beytü"l-Makdis"in hizmeti için bir araya gelmiş din adamlarından biriydi. Bir taraftan inkârın ve zulmün zirveye çıktığı bir dönemde ömrünü Allah"a davet ve Kudüs"teki mâbette hizmet ile geçiriyordu. Diğer taraftan da geçimini temin için marangozluk yapıyordu.1
Zekeriyyâ, Fâkûz isimli bir zâtın Îşâ" adındaki kızıyla evlenmişti. Fâkûz"un diğer kızı Hanne ise İmrân b. Mâsân isminde âlim bir zât ile evliydi. İmrân, İsrâiloğulları"nın ileri gelen hahamlarındandı. Hz. Zekeriyyâ"nın hanımı Îşâ" ile kardeş olan Hanne"nin uzun yıllar çocuğu olmamıştı.2 Zaman geçtikçe Hanne"nin içindeki evlât özlemi daha da büyümüş ve çocuğu olması için Allah"a gece gündüz yalvarmaya başlamıştı. Bir zaman sonra duasının kabul edildiğini ve hamile olduğunu anladı.3 Büyük bir sevinçle henüz doğmamış yavrusunu Allah"a ve onun yoluna hizmet etmeye adayarak şöyle dedi: “Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin.” 4
O dönemde erkek çocukları Beytü"l-Makdis (Mescid-i Aksâ) hizmetine adamak âdettendi. Mâbede adanan erkek çocuklar henüz küçük yaşta iken Tevrat"ı öğrenmeleri ve mâbede hizmet etmeleri için hahamlara teslim ediliyor, ergenlik çağına ulaştıklarında isterlerse buradan ayrılabiliyorlardı. Hanne de erkek çocuk arzuladığından böyle adakta bulunmuştu. İmrân çocuğunun doğduğunu göremeden vefat etti. Doğum vakti geldiğinde ne yazık ki durum Hanne"nin beklediği gibi olmamış ve bir kız çocuğu doğurmuştu. Halbuki doğacak çocuğunu Beytü"l-Makdis"in hizmetine adamıştı. Kızı olduğunda hayal kırıklığına uğramıştı. Ancak yine de Yüce Yaratan"a sığındı ve dua etti.5 Onun bu yakarışından Kur"an"da şöyle bahsedilir: “Onu doğurunca, Allah, ne doğurduğunu daha iyi bildiği hâlde, "Rabbim! Ben onu kız doğurdum. Oysa erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu senin korumanı diliyorum." dedi” 6
Hanne doğurduğu çocuğu Beytü"l-Makdis"e adama sözünü yerine getirmeliydi. Yavrusunu alıp yola düştü. Kucağında taşıdığı çocuğunu