Ma"rûr anlatıyor: Ebû Zer ile Rebeze"de karşılaştım. Kendisinin de kölesinin de üzerinde aynı kıyafet vardı. Bunun sebebini ona sordum. Dedi ki, “Bir adamla karşılıklı birbirimize sövdük. Ve annesi(nin zenci olması) sebebiyle onu aşağıladım. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana şöyle buyurdu: "Ebû Zer! Onu annesi sebebiyle mi aşağıladın? Demek ki sen kendisinde hâlâ câhiliye izleri olan bir kimsesin. (Köle) kardeşleriniz, Allah"ın sizin emrinize verdiği hizmetçilerinizdir. Her kimin kardeşi emri altında bulunursa, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçlerini aşan işler yüklemeyin. Eğer (ağır işler) yüklerseniz onlara yardım edin." ”
(B30 Buhârî, Îmân, 22; M4313 Müslim, Eymân, 38)
***
Ebû Nadre"nin, Hz. Peygamber"in teşrîk günlerinin ortasında vermiş olduğu hutbesini dinleyen bir sahâbîden naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Bilesiniz ki, Rabbiniz bir, atanız da birdir. Arap"ın Arap olmayana Arap olmayanın da Arap"a; beyazın siyaha, siyahın da beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Fazilet takvadadır...”
(HM23885 İbn Hanbel, V, 411)
***
Ebû Mâlik el-Eş"arî"nin anlattığına göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:“Ümmetimde câhiliye âdetlerinden kalma dört şey vardır ki bunları (kolaylıkla) terk edemezler. Bunlar; asaleti ile öğünme, nesepleri kötüleme, yıldızlarla yağmur isteme ve bağıra çağıra ölülere yas tutmadır.”
(M2160 Müslim, Cenâiz, 29)