onların ilâhlık mertebesine çıkarılmalarına yol açmıştı. Bu durum Kur"ân-ı Kerîm"de şöyle anlatılmaktadır: “(Yahudiler) Allah"ı bırakıp hahamlarını, (Hıristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih"i rab edindiler. Oysa bunlar da ancak bir olan Allah"a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. O"ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.” 45 Hıristiyanlıktan İslâm"a ihtida etmiş olan Adî b. Hâtim, boynunda altından bir haç ile Allah Resûlü"nün yanına geldiğinde Peygamberimiz ona, “Ey Adî! Bu putu boynundan at!” buyurduktan sonra bu âyeti okumuş ve şöyle açıklamıştı: “Evet onlar (görünürde) rahiplerine ve hahamlarına tapınmıyorlardı fakat (onları Allah"ın yerine koyarak) helâl kıldıklarını helâl, haram kıldıklarını da haram sayıyorlardı (ki bu da Allah"ı bırakıp başkalarını ilâh tanımaktan farksızdı).” 46 Ayrıca Resûlullah (sav) ruhunu teslim etmeden önce de bu hususa dikkat çekmiş ve geçmiş toplumların peygamber kabirlerini mescit edinmek suretiyle onları ilâhlaştırdıklarını ifade ederek ashâbını şöyle uyarmıştı: “Allah, peygamberlerinin kabirlerini mescit (tapınak) hâline getiren Yahudi ve Hıristiyanları rahmetinden uzaklaştırmıştır.” 47
Allah Resûlü, yeni bir toplum vücuda getirirken Yahudi ve Hıristiyanlara benzememeye, inanç, ibadet, muâmelât, âdâb gibi hayatın her alanında özgün bir toplum oluşturmaya özen göstermiştir. İslâm toplumunun kendi öz benliğini kazanması gerektiğine işaretle, “Kim bir kavme benzerse o da onlardan sayılır.” 48 diyerek bu konuda ümmetini uyarmıştır. Ancak bununla birlikte ümmetinin zamanla kendi özgün kimliklerinden uzaklaşarak Yahudi ve Hıristiyan milletlerinin yoluna uyacağına da dikkat çekmiştir.49
Allah"ın Resûlü, yeni oluşan İslâm toplumunun özgün kimliğini korumak için diğer toplumlara benzememeleri uyarısında bulunmuştur. Bu bağlamda namaza çağrı için ateş yakmak ve çan sesi kullanmak yerine ezanı meşru kılmış,50 sabah namazının vaktini tayin konusunda Hıristiyanlara muhalefeti öngörerek namazı yıldızların kaybolma vaktine kadar geciktirmemeyi tavsiye etmiştir.51 Peygamber Efendimiz saçların boyanması,52 selâmlaşma53 ve yemeğe karşı takınılan tavır54 gibi sosyal hayatın pek çok alanında özgün olmak ve başkalarına benzememek gerektiğini açıkça ifade etmiştir. Görülüyor ki Allah"ın Resûlü gayri müslimlerle aşırılıktan uzak, karşılıklı anlayış ve hoşgörüye dayalı, dengeli bir ilişki kurmayı hedeflemiştir.