yardım ettikleri için Medine"den sürüldüler. Geride bıraktıkları hurma bahçelerini Resûlullah muhacirler arasında paylaştırdı ve onlara ensarın arazileri üzerinde hiçbir hakları kalmadığını beyan etti.57 Böylelikle Medine"de yerleşmiş olan Müslümanların hemen hepsinin eline yeterli maddî imkân geçmiş bulunuyordu.
Müslümanların maddî açıdan gerçek anlamda bir rahatlamaya kavuşması için hicrî yedinci yılı beklemek gerekecekti. Bu yıldan itibaren Müslümanlar, Hayber, Fedek, Vâdi"l-kurâ gibi Medine civarındaki yerleşim merkezlerini fethettiler. Fetihlerle Medine"nin çevresi emniyet altına alındığı gibi oldukça geniş ve verimli araziler ile bol miktarda ganimet Müslümanların eline geçti. Bu hızlı artış ilk bakışta refah seviyesinin yükselmesi gibi görünse de artan nüfusun çoğalan ihtiyaçları, kaynakların geniş kitlelere aktarılmasını gerektirdi. Yeni dönemde Resûlullah, elde edilen ganimetleri devlet elinde biriktirmek yerine dağıtmayı prensip edindi ve arazilerin tasarrufunda İslâm toplumunun umumî maslahatını gözetti. Meselâ, Hayber"de savaş yoluyla elde edilen arazilerin önemli bir kısmı mücahidler arasında paylaştırılmak yerine, elde edilen gelirin yarısı Müslümanlara ödenmek şartıyla eski sahiplerinin tasarrufunda bırakıldı.58 Bu uygulamayla toplum içerisinde savaş zenginleri veya toprak ağaları zümresinin ortaya çıkması engellendi. Hicretin sekizinci yılında gerçekleşen Huneyn Savaşı"nın akabinde Hevâzin kabilesinden elde edilen yüklü ganimetler her kesimden hak sahiplerine dağıtıldı. Ancak ele geçirilen çok sayıdaki esir, beklentilerin aksine salıverildi.59 Böylelikle o kabilenin İslâm"a girmesi sağlandığı gibi binlerce insan İslâm toplumuna zengin sınıfın mülkü değil mülk edinebilen hür insanlar olarak katıldılar. Bu durum aynı zamanda ekonomik imkânların toplumun bir kesimine tahsis edilmesini ve toplum içerisinde köle-efendi ayrımına dayalı bir tabakalaşmanın gelişmesini engelledi. Barışla İslâm idaresi altına giren bölgelerden de düzenli yıllık gelirler elde edildi. Nitekim Bahreyn"den gelen cizye ve zekât Mescid-i Nebevî"nin ortasına döküldüğünde küçük bir tepe oluşmuştu. Resûlullah, bunları son kuruşuna kadar hak sahiplerine dağıtmadan oradan ayrılmadı.60
Emniyetin sağlanmasıyla ticaretin ve ona bağlı iş kollarının önü açıldı. Maddî imkânların genişlemesi ile ücretli işçi istihdamı imkânı arttı. Köleler, sahipleriyle anlaşarak, çalışıp kazandıkları para ile hürriyetlerini elde etme fırsatı buldu.61 Kaynaklarda, Resûlullah döneminde hasta