mümkündür. Kuşkusuz kötü olan, güvercin beslemek ve onu uçurmak değil, onu kumara alet etmek ya da güvercini takip etme bahanesiyle komşuların damlarında gezip onların özel hayatlarını ihlâl edip gözetleme yapmaktır. Oysa sonraki dönemlerde, Firavun ve Lût kavimleri gibi geçmiş toplumlardan kötü örneklerle ilişkilendirilerek41 ve uğursuzluk atfedilerek42 kumar oynamak gibi meşru olmayan herhangi bir amaç içermese de güvercin uçurmaya iyi gözle bakılmamıştır. Ancak güvercinin özellikle haberleşmede önemli bir vasıta oluşu, onu diğer kuşlardan çok daha değerli kılıyor ve sahibine bir üstünlük kazandırıyordu.
Aynı hassasiyet şarkı için de vurgulanmıştır.43 Allah Resûlü, özellikle düğün ve bayramlarda çalgı aletlerinin kullanıldığı eğlenceleri bizzat teşvik ederdi. Düğünlerin sadece def çalınarak da olsa duyurulmasını önemserdi.44 Meselâ, Hz. Âişe bir kadını ensardan bir adamla evlendirmişti. Düğün merasimi durgun geçmiş olmalı ki Peygamber (sav), “Âişe! Sizin eğlenceniz yok mu? Oyun ve eğlence ensarın hoşuna gider.” diyerek uyarma ihtiyacı hissetmişti.45
Bir defasında da Hz. Âişe"nin yanında iki küçük kız def çalıp şarkı söylüyor, Medine"nin İslâm"la şereflenmesinden önce kabileler arasında yaşanan Buâs Harbi"ni anlatan şiirlerden oluşan şarkılar dillendiriyorlardı. Allah Resûlü ise aynı odada örtüsüne bürünerek yatağına uzanmış, sırtı dönük vaziyette istirahata çekilmişti. Derken içeriye Hz. Ebû Bekir girdi ve muhtemelen istirahat hâlindeki Hz. Peygamber"i rahatsız ettikleri düşüncesiyle, “Peygamber"in yanında şeytan çalgıları ha!” diyerek kızı Âişe"ye çıkıştı.46 Hz. Ebû Bekir"in bu tepkisi üzerine Hz. Peygamber (sav) yüzünü açtı ve “Ebû Bekir! Onları bırak! Çünkü bunlar bayram günleridir.” buyurdu.47
Şarkılar bayram neşesi olduğu gibi yolculuklarda da yoldaştı. Hz. Ömer çölde şarkı söyleyen bir adamı gördüğünde, “Şarkı yolcunun azığıdır.” demişti.48 Yolculuklarda bazen şiir söyleyerek de yol sıkıntısı hafifletilmeye çalışılırdı. Bir sefer esnasında Allah Resûlü (sav) Abdullah b. Revâha"ya şiir söylemesini kastederek, “İn ve develeri hareketlendir.” buyurdu. O da bunun üzerine, “Vallahi, sen olmasaydın biz ne hidayete erer ne sadaka verir ne de namaz kılardık. (Allah"ım!) Düşmanla karşılaşırsak yardımını indir üzerimize ve ayaklarımızı sabit kıl.” dizelerini okudu.49 Hayber yolunda benzer dizeleri okuyan bu sefer Âmir b. Ekva" idi. Seleme b. Ekva"ın anlattığına göre, bir gece Hayber"e doğru yol alırken bir adam