Hz. Peygamber, aşere-i mübeşşereden yani cennetle müjdelenen on kişiden birisi olan, Bedir başta olmak üzere birçok muharebeye kendisiyle beraber katılan Ebû Ubeyde b. Cerrâh"ı1 vergi toplamak üzere Bahreyn"de görevlendirir. Ebû Ubeyde, Bahreyn"e ulaşır ve Allah Resûlü"nün kendisine tevdi ettiği görevi en güzel şekilde yerine getirir. Bahreyn halkının vergilerini toplayan Ebû Ubeyde, yüklü miktarda malla Medine"ye dönmek üzere yola çıkar. Onun bu şekilde Bahreyn"den döndüğünü işiten Medineliler şehre gelişini iple çekerler. Nihayet onun Medine"ye gireceği gün öğrenilir ve o günün sabahı Medineliler mescide gelir. Namaz vakti olunca Hz. Peygamber, halka sabah namazını kıldırır. O esnada Ebû Ubeyde de yüklü kervanıyla mescidin önüne gelmiştir. Sabah namazını eda eden Medineliler, doğruca vergi gelirlerini getiren kervana ve Ebû Ubeyde"ye yönelirler. Onların mal mülk arzusunu gören Allah Resûlü, hâllerini mütebessim bir çehreyle seyreder ve şöyle buyurur: “Ebû Ubeyde"nin (yüklü bir) mal getirdiğini duyduğunuzu zannediyorum•” Onlar da, “Evet yâ Resûlallah!” derler. Ashâbının dünya malına düşkünlük noktasında sergiledikleri bu tavır karşısında sessiz kalmayan Sevgili Peygamberimiz, endişelerini şu sözlerle dile getirir: “Müjdeler olsun size! Sizi sevindirecek nimetleri bekleyiniz. Allah"a yemin olsun ki ben sizin fakir olmanızdan korkmuyorum. Fakat dünya nimetlerinin sizden önceki ümmetlerin önüne serildiği gibi sizin önünüze de serilmesinden, öncekilerin yaptığı gibi bu nimetleri elde etmek için çekişmenizden ve bu çekişmenin onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum.” 2
Ashâbının ve ümmetinin gelecekte mal, mülk ve servet sahibi olacağını müjdeleyen Allah Resûlü dünya malına aşırı düşkünlük gösterip insanî ve İslâmî değer yargılarını hakir görmemeleri konusunda onları işte bu şekilde uyarmıştı. O, birçok kez ümmetinin gelecekte karşılaşacağı olaylar hakkında bilgiler vermiş, endişelerini dile getirmiş, fert ve toplum hayatını olumsuz yönde etkileyecek olaylara karşı hangi tavrı sergilemeleri gerektiğine işaret etmişti.
Hz. Peygamber, öncelikle gelecekte Müslümanları sıkıntıya sokacak, birbirine düşürecek, kardeşlik bağlarını tahrip edecek sorun alanı olarak fitne, çatışma, kargaşa ve terörü tespit etmiş ve bu bağlamda şöyle buyurmuştu: “İleride birtakım fitneler meydana gelecektir. O zaman oturan kişi,