teşvik etmeye (terğîb) ve kötülükten sakındırmaya (terhîb) yönelik bir uyarısı olarak değerlendirmek isabetli olacaktır. Allah Resûlü, ashâbını ve ümmetini bu konularda dikkatli davranmaya teşvik etmiş, onları uyarmış, onlardan mal, ilim, zaman gibi kıymetleri iyi kullanmalarını istemiştir.
Hz. Peygamber"in gelecek tasavvurunda ümmetinin dünya malına düşkünlük gösterip dinî ve ahlâkî değerleri dikkate almamaları tehlikesi önemli bir yer tutmaktadır. Ebû Saîd el-Hudrî"nin anlattığına göre, Resûlullah bir gün, “Benden sonra sizin hakkınızda en çok korktuğum şey, önünüze açılacak olan yeryüzü bereketleridir.” der ve dünya malını yeşil ota benzetir. Dolayısıyla dünya malına düşkün olanların hâli, karnını yeşillikle doldurup bir süre sonra boşaltan, ardından aynı işi tekrarlayan otoburların hâli gibidir. Peygamber Efendimiz, “Bu dünya malını hakkıyla kazanan ve Allah yoluna, yetimlere, fakirlere, yolculara harcayan Müslüman"a ne mutlu! Dünya malını haksız kazanan ise yiyen ama doymayan gibidir. Kıyamet gününde bu mal kendi sahibinin aleyhine şahit olacaktır.” buyurarak bu konuda Müslümanların nasıl davranması gerektiğini açıklar.14 Allah Resûlü insandaki mal hırsının ulaşacağı noktayı ise “İnsanlar için öyle bir zaman gelecek ki kişi malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine aldırmayacak!” 15 şeklinde ifade etmiştir.
Bazı hadis rivayetlerinde İslâm"ın geleceği ile ilgili farklı değerlendirmeler de nakledilmiştir. Bunlardan bazıları olumsuz bir bakış ihtiva etmektedir. Meselâ bazı rivayetlere göre, elbise nakışının silinip gitmesi gibi İslâm da silinip gidecek, öyle ki oruç nedir, namaz nedir, hac nedir, sadaka nedir bilinmez olacak, “ Biz babalarımızı "lâ ilâhe illâllâh" kelimesini söylerken gördük, bu yüzden biz de onu söylüyoruz.” diyen yaşlılar dışında İslâm"ı bilen kalmayacaktır.16 “İman garip olarak başlamıştır ve yine başladığı hâle dönecektir. İnsanların bozulduğu o zamanda, gariplere ne mutlu! Ebu"l-Kâsım"ın canını elinde tutan Allah"a yemin ederim ki tıpkı bir yılanın yuvasında sıkıştığı gibi İslâm da şu iki mescit (Mekke ve Medine) arasında sıkışıp kalacaktır.” 17
Kıyamet kopmadan önce cemaat kendilerine namaz kıldıracak imam bulamayıp birbirini öne itecek,18 dininin gereklerini yerine getirme konusunda dirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse, avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.19 Müslümanlar önceki dinlere tâbi olanların yollarına karış karış, arşın arşın ve adım adım tâbi olacaklar, hatta onlar bir keler/kertenkele deliğine girseler peşlerinden gireceklerdir.20 Dine aykırılığından dolayı garipsenecek birçok bid"at ortaya çıkacak21 ve bütün bunlar din gibi algılanacaktır.