olacaktır.” 27 “Güneş, dürüldüğü zaman, yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, dağlar, yürütüldüğü zaman, gebe develer salıverildiği zaman. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman, denizler kaynatıldığı zaman...” 28
Rivayetlerde ilmin kaybolması, cehaletin artması, cinayetlerin, zinanın, şarap içmenin, zenginliğin artmasına bağlı olarak sorumsuz harcamaların, israfın yaygınlaşması gibi fert ve toplum açısından kötü gidişatı ifade eden olayların sayılması, kıyamete yakın farklı ahlâkî yozlaşmalara, ailenin ve toplumsal düzenin yıkılmasına dikkat çekme amacı taşımaktadır. Kısacası Allah Resûlü, kıyametin kopuşu ile ilgili Kur"an"ın haber verdiği mesajların dışında bir gaye de edinmemiş, sadece Kur"an"da da ifadesini bulan kıyamete yakın, tabiatta meydana geleceği söylenen bozulmayla, toplumda baş gösteren ahlâkî yozlaşma ve anarşi arasında nisbî bir bağ kurmakla yetinmiştir.
Kur"an"da da kıyamete dikkat çeken âyetlerle insanların âhiretteki durumları arasında bir ilişki kurulduğu görülmektedir: “Allah"ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara ansızın o saat (kıyamet) gelip çatınca, bütün günahlarını sırtlarına yüklenerek, "Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay hâlimize!" diyecekler. Dikkat edin, yüklendikleri günah yükü ne kötüdür!” 29 “İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır. Ama kimin de tartıları hafif gelirse işte onun anası (varacağı yer) Hâviye"dir (uçurumdur).” 30
Bize düşen, herkesin gerçek kıyametinin kendi ölümü olduğunu ifade eden nebevî uyarıyı hatırdan çıkarmamaktır. Nitekim Enes b. Mâlik"in anlattığına göre, Akra" b. Hâbis31 Hz. Peygamber"e (sav), “Kıyamet ne zaman kopacak yâ Resûlallah?” diye sorduğunda, “Onun için ne hazırladın?” cevabını almıştır.32
Peygamberimizin bu sözü bize kıyametin ne zaman kopacağıyla ilgilenmek yerine, ondan sonrası için ne kadar hazır olduğumuzu sorgulamamızı öğütlemektedir. Sonsuz bir hayatın, fizik ötesi âlemin başlangıcı olarak kıyamet bize, ebedî olan âhiret hayatının karşısında, geçici olan dünya hayatının önemsizliğini gösteriyor. Asıl olan her şeyin yıkılıp alt üst olduğu o günde iman dolu kalplerin dimdik ayakta, kıyamda durabilmesidir.