Cennette müminleri bekleyen nimetler çok çeşitlidir. Bunlar arasında çeşitli özelliklerdeki denizlerden, “bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan nehirler” 9 kollar hâlinde ayrılır.10 Bunların dışında cennette, insana ferahlık veren ve devamlı akan pınarlar ile11 Allah Teâlâ"nın Resûlullah"a vaad ettiği, “Kevser ırmağı” vardır.12 İki kenarı altından olan bu nehrin toprağı miskten daha güzel kokar. Yakutlar ve inciler üzerinde akıp giden suyu, baldan daha tatlı, kardan daha beyazdır. Nehrin üzerinde, boyunları deve boynu gibi (besili) birtakım kuşlar vardır ki bu kuşların tadı, görünüşlerinden de güzeldir.13
Cennetin toprağı tıpkı halis buğday unu gibi yumuşak, beyaz ve misk kokuludur.14 Yakıcı sıcaktan ve dondurucu soğuktan korunmuş mümin topluluğu15 gövdesi altından olan16 iri yapılı ağaçlar altında17 gölgelenir. Göz alabildiğine yeşilliklerle dolu bu mekânda dikensiz sidr (Arabistan kirazı) ağaçları, meyveleri salkım salkım dizilmiş muz ağaçları ve18 hurma ve nar gibi daha pek çok ağaç sıralanmıştır.19 Nimetlerle dopdolu olan bu ağaçların20 meyveleri, dileyenin rahatça toplayabilmesi için yakınlaştırılmıştır.21
Cennetlikler nehirlerin yanı başında,22 rüzgâr esintisiyle sallanıp dalgalanan güzel kokulu yeşilliklerle çevrili, yüksek ve güvenli yerlerdeki köşklerde, saraylarda,23 “güzel meskenlerde”, 24 “üst üste kurulmuş konaklarda” 25 ve “evlerde” 26 bulunurlar. Bir kerpici altın, bir kerpici gümüşten olan bu binaların harcı keskin kokulu misk, çakılları inci ve yakut, toprağı ise za"ferândır.27 Değerli taşlarla süslenmiş bu ihtişamlı konaklar kişiyi rahat ettirecek şekilde hazırlanmıştır. Ayrıca müminler için her biri tek bir inciden yapılmış, olağanüstü güzellikte çadırlar kurulmuştur. Çok yüksek olan bu çadırlar, içinde yaşayan müminlerin dolaşırken birbirlerini göremeyecekleri kadar da geniştir.28
Her biri kendisine ait özel konaklarda ikamet eden cennet ehli haftada bir gün Rableriyle görüşme şerefine ererler. Allah onlar için arşını açar ve cennet bahçelerinden bir bahçede kendilerine görünür. Burada cennetlikler için nurdan, inciden, yakuttan, zebercedden, altından ve gümüşten koltuklar kurulmuştur. Cennet halkının makam bakımından en aşağı olanı da misk ve kâfur tepecikleri üzerine yerleştirilir. Allah Teâlâ, her biriyle ayrı ayrı ilgilendikten sonra onları, canlarının istediği her şeyi almaları için cennet çarşılarına yönlendirir. Herkesin göz kamaştıran giysilerle dolaştığı bu çarşılarda almak ya da satmak diye bir şey yoktur, isteyenin her istediği yanı