Âyet ve hadislerde bu şekilde anlatılan Cenâb-ı Hak, Sevgili Peygamberimiz tarafından “Çok bağışlayan, hükmünde galip olan, yerin, göklerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi olan, mağlup edilemeyen ve daima galip olan bir tek Allah"tan başka ilâh yoktur. ”24 şeklinde tanıtılmıştır. Hz. Peygamber, Rabbine şükranlarını ifade ederken de“Bana yeten, beni barındıran, beni yediren ve içiren, bana iyilik edip (iyiliğini) arttıran, bana nimet verip (nimetini) bollaştıran Allah"a hamdolsun. Her hâl ve durumda Allah"a hamdolsun. Her şeyin Rabbi, hükümdarı ve ilâhı olan Allah"ım! Cehennemden sana sığınırım.” 25
“Allah"ım! Sen bütün noksanlıklardan uzaksın, tertemizsin, Cebrail ve meleklerin Rabbisin.” buyurmuştur.26
İnsan kendisini yaratan Yüce Allah"ın sadece zâtını ve mahiyetini değil, kendisine yakın olup olmadığını, O"nu aradığında nerede bulabileceğini, O"na seslendiğinde sesini işitip işitmeyeceğini de hep merak etmiştir. Böylesi bir meraktan olsa gerek, bir gün bir bedevî Hz. Peygamber"e gelerek “Rabbimiz bize yakın mıdır; O"na gizlice mi seslenelim? Yoksa uzak mıdır; O"na bağırarak mı seslenelim?” diye sormuş,27 bunun üzerine Cenâb-ı Zü"l-Celâl, “Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara), ben çok yakınım. Bana dua ettiğinde ona karşılık veririm.” 28 diyerek mukabelede bulunmuştur. “Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.” 29 “Biz insana şah damarından daha yakınız.” 30 âyetleriyle de Yüce Mevlâ, kullarına yakın olduğunu açıkça ifade etmiştir. Allah Resûlü de Hayber fethi dönüşünde her bir tepeyi aştıklarında yüksek sesle tekbir getiren arkadaşlarını uyarmış, “Kendinize gelin! Siz sağır olan ve burada bulunmayan birisine seslenmiyorsunuz. (Bilakis) Her şeyi işiten, gören ve çok yakın olan Allah"a sesleniyorsunuz.” 31 buyurarak Cenâb-ı Hakk"ın insana çok yakın olduğunu hatırlatmıştır. Hz. Peygamber ayrıca, Allah"ın, kulun zannettiği/tasavvur ettiği gibi olduğunu ve dua edenin duasına mutlaka icabet edeceğini haber vermiştir.32
Kullarına yakın olan ve onları kuşatan Yüce Mevlâ, onların her hâlinden haberdar olduğunu, hatta gizli konuşmalarını bile bildiğini vurgulamıştır: “Onlar, bizim onların sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmeyeceğimizi mi sanıyorlar?” 33 “(Habibim!) De ki: "İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir.” 34 Hatta bırakın içinizden geçenleri ve yapıp ettiklerinizi bilmesini, gaybı da yalnızca Allah bilir. “Gaybın anahtarları Allah"ın yanındadır; onları O"ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O"nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir.” 35