bir çocuk getirildiğinde, müminlerin annesi çocuğu yatağına yatırırken yastığının altında bir ustura görmüş, oradakilere bunun ne anlama geldiğini sormuştur. Oradakilerin “Çocuğu cinlerden korumak için onu koyuyoruz.” demeleri üzerine, usturayı alıp atan Hz. Âişe, “Allah"ın Resûlü uğursuzluk düşüncesini çirkin görür, bundan nefret ederdi.” diyerek onları bu davranıştan men etmiştir.40 Kısacası, ister câhiliyeden, isterse diğer kültürlerden gelsin cinler hakkındaki bu tür kabul ve uygulamalar İslâm"ın ruhuna ve Hz. Peygamber"in anlayışına aykırıdır. Zira İslâm her türlü bâtıl inanışı ve hurafeyi reddetmektedir.
İslâm âlimleri cinlerin insanları çarpıp felç etmeye, akıllarını giderip delirtmeye, bedenlerine girip birtakım hastalıklara sebep olmaya güçlerinin olmadığını söylemişlerdir.41 Nitekim Peygamberimizin ifadesiyle, bütün varlık âlemi bir kimseye kötülük yapmak için elbirliği etse, Allah takdir etmedikçe bunu gerçekleştirmeleri mümkün değildir.42 Kötü niyetli, şeytan özellikli cinlerin insanları saptırmaya ve başlarını derde sokmaya çalışacakları açıktır. Ancak konu ile ilgili âyetlere dikkatle bakılırsa, aynı durumun insanların kötüleri için de geçerli olduğu görülecektir. Zira gerek insanların gönlüne vesvese veren, gerekse onları saptıran şeytanlar, cinlerden olabildikleri gibi, insanlardan da olabilmektedir.43 Nitekim bir gün Peygamberimiz, “Ey Ebû Zer! İnsan ve cin şeytanlarının şerrinden Allah"a sığın!” deyince Ebû Zer, “İnsanların da şeytanı olur mu?” demiş, Efendimiz de “Evet” cevabını vermiştir.44
Cinler hakkında ortaya atılan, dilden dile dolaşıp zihinlerde yer eden sayısız bilginin etkisinde kalmamak, ancak son dinin tebliğine kulak vermekle mümkündür. Duyu ötesi varlıklar oldukları için cinler hakkında doğru bilginin edinilebileceği tek kaynak Kur"ân-ı Kerîm"in ve Hz. Peygamber"in öğretileridir. İslâm"a göre cinlerin yaratılış şekilleri insanlardan farklı olsa da, yaratılış sebepleri insanlar ile aynıdır. Kendilerine dair bir hayatları, ölümleri, halkları, yeme-içmeleri ve kullukları olan bu varlıklar, Allah"ın görünmez kullarıdır. Resûl-i Ekrem kemik ve tezekle tuvalette taharetlenmeyi yasaklarken, “Çünkü bunlar cin kardeşlerinizin yiyeceğidir.” 45 buyurduğuna göre, onların iyi olanlarını din kardeşi bilmek gerekir. Diğer taraftan Sevgili Peygamberimiz, kötü cinlerin/şeytanların insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmak ve onları tesirsiz hâle getirmek için Allah"a sığınmamızı öğütlemekte, Felâk ve Nâs sûrelerini, ayrıca Âyetü"l-kürsî"yi okumamızı tavsiye etmektedir.46 Nitekim gece