şeytanın telkin ettiği karanlık bir kuruntu uyanacak olsa (Rablerini anıp) akıllarını başlarına toplarlar ve hemen (olup biteni) açık bir biçimde kavramaya başlarlar.” 56 Nâs sûresinde de cinnî ve insanî her türlü şeytanın şerrinden Allah"a sığınılması istenmiştir.57 Hz. Peygamber de şeytanın telkinini hisseden kimsenin Allah"a sığınmasını tavsiye etmiştir: “Sizden herhangi birinize şeytan gelir ve "Şunu böyle kim yarattı? Bunu böyle kim yarattı?" Sonunda da "Rabbini kim yarattı?" deyinceye kadar sürekli sorup vesvese verir. Şeytanın vesvesesi (Rabbi sorgulamaya kadar) erişince, o vesveseli kişi derhâl (şeytandan) Allah"a sığınsın ve (onun bu vesvesesine) hemen son versin!” 58 Her türlü sinsi tuzağına rağmen şeytanın hilesi çok zayıftır. “Gerçekte, şeytanın, iman etmiş ve Rablerine güven bağlamış olanların üzerinde bir nüfûzu/etkisi yoktur.” 59 buyuran Allah Teâlâ, şeytanın zorlayıcı bir gücünün olmadığını bizlere hatırlatmaktadır. Duyduğu bir ezan sesiyle kaçan60 şeytan karşısında mümin büsbütün zayıf değildir. Aksine şeytanı meyûs edecek kadar güçlü olabilir. Öyle zamanlar olur ki, şeytan müminle uğraşmaktan bıkar, onunla baş edemez ve çaresiz kalır. Nitekim Ebû Hüreyre"den nakledilen bir rivayette, Resûlullah"ın (sav) “Mümin, tıpkı sizden birinin yolculukta devesini yorduğu gibi, şeytanlarını yorar (zayıf düşürür).” dediği bildirilmektedir.61
Ancak Allah"ın insana verdiği akıl, irade ve basiret yetisini kullanamayanlar veya kaybedenler, O"nun varlığından, güç ve kudretinden bîhaber yaşayanlar, şeytanın ayartması karşısında hiçbir direnç gösteremez ve kolaylıkla onun tahakkümü altına girebilir. Hatta şeytan zamanla bu tür insanların kişiliklerinin bir parçası dahi olabilir. Mamafih Yüce Allah “Rahmân olan Allah"ın zikrinden gafil yaşayana, yanından ayrılmayacak bir şeytanı arkadaş veririz.” 62 buyururken, bizlere şeytanla özdeşleşebilen bir insan portresini de haber vermektedir. Hz. Peygamber"e atfedilen bir rivayette bu gerçeğe şöyle işaret edilmektedir: “Şeytan, ağzını âdemoğlunun kalbine koyar. İnsan Allah"ı andığı vakit, oradan uzaklaşır. Allah"ı unuttuğu anda ise oraya yapışıp kalır. İşte insanı ayartıp kaçan (el-Vesvâsü"l-Hannâs) budur.” 63 İbn Ebî Dâvûd, Kitâbü"ş-Şerîa adlı eserinde yer verdiği bir rivayetle bu konuyu Hz. İsa"ya atfedilen bir ifadeyle anlatır: İsa (as) Allah Teâlâ"dan, şeytanın insan karşısındaki konumunu kendisine göstermesini ister. Bir de bakar ki, şeytanın başı yılan başı gibidir ve başını insanın kalbi üzerine koymuştur. Kul, Allah"ı anınca uzaklaşır, O"ndan gafil olunca yine gelir.64 Şeytanın insana bakışı, onunla ilgili düşmanca niyetleri hiçbir zaman değişmemiştir. Ne var ki, tarih içerisinde zaman zaman şeytana sempatiyle bakan yaklaşımlar