zuhur etmiştir. Çok dar bir coğrafyada olmakla beraber günümüzde de bu kabil yaklaşımların izlerine rastlamak mümkündür. Ancak çıkış noktası itibariyle bundan farklı ve daha vahim olanı ise, tüm dinî öğretilere tepki olarak doğan ve şeytanı, şeytanî tutumları kutsallaştıran bir akımın varlığıdır. Satanizm olarak adlandırılan bu akım, şeytanın başkaldırma ve isyan etme karakterinden ilham alarak dinle ilgisi olan tüm öğretilere muhalefet etmeyi esas olarak benimsemektedir. Özellikle de vahşeti ve şiddeti âdeta dinî ritüellerin bir parçası olarak uygulamaktadır.
Tüm bunlar şeytanın sınırsız ve karşı konulamaz bir gücü olduğunu göstermez. Onun gerçek bir gücü yoktur. Kur"an"ın da ifadesiyle o, ancak kendisine yönelenler üzerinde etkili olabilir, onları haktan, doğruluktan uzaklaştırabilir.65 Dolayısıyla onu güçlü ve etkili kılan aslında insanın zaaflarıdır, hırslarıdır, bitmek bilmeyen arzularıdır. Bu yüzden tarih boyunca bütün şeytanî fikirler ve uygulamalar insan üzerinden gerçekleşmiştir. İnsan vasıtasıyla şeytanın egemenliğini artırdığı, sanal gücünü gerçekmiş gibi hâkim kıldığı zamanlar olmuştur. Yakmalar, yıkmalar, yağmalamalar, istismarlar, zulüm ve vahşetler hep insan eliyle gerçekleşen şeytanî eylemlerdir. Şeytan sadece müminin ibadetiyle uğraşan bir düşman değil, tüm insanlığın felâketi için çabalayan bir bozguncudur. Modern zamanlarda şeytanın tuzakları, istismar edeceği unsurlar daha da artmıştır. Kadın ve çocuk istismarcılığı bugün daha etkili yöntem ve metotlarla, daha sistematik bir biçimde sürdürülen şeytanî faaliyetlerin başında gelmektedir. Uyuşturucu ve alkol gibi tüm insanlık için tehlike arz eden hastalıkların temelinde de şeytanın bir anlık aldatmacası ve ayartması yatmaktadır.
İnsan, ancak imana, irfana, özüne dönmek suretiyle şeytanın sanal nüfuzundan kurtulabilir. Elbette Yüce Yaratıcı"nın yardımı ve inayeti olmadan bu kurtuluşun gerçekleşmesi mümkün değildir. O hâlde, “Kul eûzü bi-Rabbi"n-nâs” âyetiyle başlayan Nâs sûresini daimî bir dua olarak dilimizden eksik etmeyelim:
“Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik"ine, insanların İlâhı"na sığınırım.” 66