bu olumsuz şekliyle ön plana çıkmıştır. Hem Kur"an"da hem de hadislerde nefsin bu yönünü öne çıkaran ifadelere rastlamak mümkündür.
Kur"an"ın beyanına göre nefis, şeytanın vesveselerine kapılarak onunla iş birliğine girer, fakat şeytan, nefsine uyarak hareket edenleri hesap gününde yüz üstü bırakır.10 Nefis, sadece şeytanın fısıltılarına kanmakla kalmaz, ayrıca kendi de insana birtakım kötülükleri yapması yönünde vesvese verir: “Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz.” 11 “Nefisler kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır.” 12 diyen Kur"an, nefsin süflî duyguların kaynağı olduğunu ve bunun, insanın yaratılışında yani fıtratında bulunduğunu ifade etmektedir. Nitekim Mısır Azizi"nin hanımı, Hz. Yusuf"un gönlünü çelmek üzere onu davet ettiğinde, Hz. Yusuf kendisi de bir an onu arzulamış ama derhâl Allah"a sığınmıştı. O, bunu yaparken, bir taraftan Yüce Allah"ın ikazını, diğer taraftan da efendisinin iyiliklerini hatırlamıştı.13 Hz. Yusuf, “Yine de ben bütünüyle nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü Rabbimin merhamet ettikleri hariç insan nefsi/benliği kötülüğe sürüklemeye yatkındır.” 14 derken, insan nefsinde var olan bu eğilime işaret etmekteydi.
Bu hakikate paralel olarak kitap ehlinden birçoğunun, hak kendilerine açık bir biçimde belirmesine rağmen inkârda ısrar etmeleri ve inananları küfre kaydırmaya çalışmaları nefislerindeki kıskançlık sebebiyledir.15 Hz. Âdem"in oğlunu (Kâbil"i), kardeşini (Hâbil"i) öldürmeye sürükleyen yine nefsi olmuştur.16 Yakub peygamberin (as) oğulları, nefislerine aldanmaları neticesinde kardeşleri Yusuf"u kuyuya attıktan sonra gömleğine sahte bir kan bulaştırıp onu babalarına getirmişlerdir.17 Ne Hz. Âdem"in oğlu, ne de Hz. Yakub"un oğulları nefislerinin tahakkümünden kurtulabilmiştir. Ancak Allah"ın samimi kullarından biri olan Hz. Yusuf, Rabbinden aldığı bir ilham veya uyarı neticesinde18 kendisini ayartmak isteyen kadına yüz vermemiş, nefsine yenik düşmemiştir. Peygamberimizin (sav) bir hadisinde de buyurduğu gibi, nefis elbette karşı cinsle birleşmeyi temenni eder, ona iştiyak duyar. Cinsellik organı ise, nefsin bu isteğini ya yerine getirir, ya da reddeder.19 Yusuf kıssasında da işaret edildiği gibi, peygamberler dâhil hiç kimse nefiste uyanan arzu ve isteklerden korunmuş değildir. Nefsinin meşru olmayan isteklerden berî olduğunu iddia eden kimse, insan fıtratını inkâr etmiş sayılır. Ancak Resûl-i Ekrem"in hadislerinde de ifade ettiği gibi, insan, pratiğe aksetmedikçe nefsinden geçirdiği kötü düşünce ve vesveselerden sorumlu değildir.20 Nefsanî arzuların hayat bulup bulmaması, her insanın otokontrol