Resûl"den sadır olmuyordu. Diğer bir ifadeyle o, vahyin kontrolündeydi17 ve din ile ilgili bir konudaki en ufak bir hatası bile vahiy ile düzeltiliyordu.18 Bundan dolayı ona itaat Allah"a itaat, ona isyan ise Allah"a isyan anlamına geliyordu.19 “Kim Allah"a ve Resûlü"ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim onlara isyan ederse ancak kendisine zarar verir. Allah"a hiçbir şekilde zarar veremez.” 20 Hz. Peygamber"e itaat eden ise cenneti hak ediyordu.21 Nitekim Ebû Hüreyre"den nakledildiğine göre, bir gün Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştu: “Ümmetimin hepsi cennete girecektir, yüz çeviren müstesna!” Orada bulunanlar“Ey Allah"ın Resûlü, yüz çeviren kim?” diye sorunca, Hz. Peygamber “Bana itaat eden cennete girer. Bana isyan eden yüz çevirmiş demektir. ” şeklinde cevap vermişti.22 Hz. Peygamber"e isyan edip yüz çevirenlerin sonunun ise cehennem olacağı Kur"an"da açıkça belirtiliyordu:“Kim de Allah"a ve Peygamberi"ne isyan eder ve O"nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah o kimseyi ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.” 23
Hz. Peygamber"in hayatı tamamiyle Kur"an"a uygun bir yaşantıydı. Nitekim Enes b. Mâlik"in amcasının oğlu Sa"d b. Hişâm Medine"ye geldiğinde, Hz. Âişe"den kendisine Resûlullah"ın ahlâkını anlatmasını istemişti. Âişe, “Sen Kur"an okuyorsun değil mi?” diye sorunca Sa"d, “Evet.” cevabını verdi. Bunun üzerine müminlerin annesi, “İşte Hz. Peybamber"in ahlâkı Kur"an idi.” dedi.24 O, Kur"an"ı hayatında tam olarak yaşayarak somut bir şekilde anlatmış, Kur"an"ın ilk yorumunu da hayatı ile yapmıştı.
Hz. Peygamber, bir yandan “Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni duyur!..” 25 emri uyarınca ashâbına Kur"an"ı bildiyor, diğer yandan da “İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur"an"ı indirdik.” 26 âyeti gereğince Allah"ın Kitabı"nı açıklayarak zihinlerdeki soru işaretlerini yok ediyordu. Nitekim o, insanlığı aydınlatmakla görevliydi:“Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah"ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” 27
Hz. Peygamber, yeri geldikçe mânâsı kapalı pek çok kelime ve âyeti açıklıyor, yeri geldikçe de Kur"an"da detaya girilmeden genel olarak işaret edilmekle yetinilmiş birçok konuda ayrıntılı açıklamalar yapıyordu. Söz gelimi Kur"an"da namaz kılmak emredilmiş olmasına rağmen28 namazın nasıl kılınacağına değinilmemiş, buna karşın Peygamber Efendimiz, “Namazı benden gördüğünüz gibi kılın.” 29 buyurarak namazın kılınış şeklini ve vakitlerini ashâbına uygulamalı olarak öğretmişti. Aynı şekilde