Hüküm verirken ya da bir görüş beyan ederken muhatabın algı düzeyinin dikkate alınması önemlidir. Sorulan soruya muhatabın anlayacağı şekilde ve üslûpta cevap verilmesi, sadece doğrunun iletilmesi amacıyla hareket edilmesi gerekir. Sevgili Peygamberimiz, kimi zaman kendisine bir meselenin hükmünü soran kişiye, bir yönüyle sorusuna benzeyen ve aslında cevabını bildiği başka bir soru sorar, yani soruya soru ile karşılık vererek her iki meselenin benzerliğini muhatabına keşfettirir, sonra da “O hâlde her iki meselenin hükmü de aynıdır.” derdi. Bu şekilde muhataplarının akıllarını kullanmalarını sağlayıp, meseleleri kıyas ettirirdi. Bir gün Hz. Ömer, heyecanla yanına gelerek “Yâ Resûlallah! Ben büyük bir hata işledim, oruçluyken hanımımı öptüm.” demişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Söyle bakalım oruçluyken ağzını su ile çalkalarsan ne olur?” diye sordu. Hz. Ömer: “Bunun bir zararı olmaz.” deyince de “O hâlde bu üzüntü niye?” buyurdu.36
Bu durum yalnız bir olayla sınırlı değildi: Has"am kabilesinden bir adam Peygamberimize gelip babasına haccın farz olduğunu, ancak onun bineğe binip hacca gidemeyecek kadar yaşlandığını, kendisinin babasının yerine hac yapıp yapamayacağını sormuştu. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Babanın bir borcu olsa öder miydin?” diye sordu. Adam “Evet” deyince, Resûlullah, “Öyleyse babanın yerine sen hac yap.” demişti.37 Böylece kişinin babasının yerine haccetmesi ile babasının borcunu vekâleten ödemesini kıyas etmiş, aralarındaki benzerlikten dolayı aynı hükmü vermiş, sonuç olarak her ikisinin de doğru olduğunu söylemişti.
Bir gün de Damdam b. Katâde isimli38 siyahî olmayan bir bedevî Peygamberimize gelip “Yâ Resûlallah! Benim siyah tenli bir çocuğum oldu (karımdan şüpheleniyorum)” dedi. Resûlullah onun endişesini gidermek için kıyas yoluyla aklını kullanmasını sağlamak amacıyla şöyle bir soru yöneltti: “Senin develerin var mı?” Bedevî, “Evet var.” deyince, “O develerin renkleri nasıl?” diye ekledi. Bedevî, “Kızıl” diye cevap verdi. Resûlullah, “Bunların içinde beyazı siyaha çalan boz deve de var mı?” diye sormaya devam ettiğinde, bedevî “Evet var.” diye cevapladı. Bunun üzerine Resûlullah, “O boz renk nereden oldu?” diye sorarak adamın düşünmesini istedi. Bedevî, “Belki soyunun bir damarı çekmiştir!” dedi. Resûlullah da, “Senin bu oğlun da belki eski bir soy köküne çekmiştir!” buyurdu.39
Allah Resûlü"nün vefatından sonra hem zamanın ilerlemesi, hem de fetihler sonucunda yeni kültür çevreleri ile iletişime geçilmesi, daha önce örneği görülmeyen birtakım yeni şartları ortaya çıkarmıştır. Bu dönemlerde