Mekke"de şiirleriyle Hz. Peygamber"i hicveden ve müşrikleri Müslümanların aleyhine kışkırtan Ebû Azze Abdullah b. Amr b. Umeyr adında bir şair vardı. Bu şair, Bedir Savaşı"nda esir alınmıştı.1 O gün Hz. Peygamber"in huzuruna getirilmiş ve fakir olduğunu, fidye verecek malı mülkü bulunmadığını ve ailesinin kalabalık olduğunu söyleyerek bağışlanma talebinde bulunmuştu. Ayrıca Resûlullah"a, bir daha kendisiyle savaşmayacağına dair söz vermişti. Allah Resûlü de onu serbest bırakmıştı. Ne var ki Ebû Azze Mekke"ye gittikten sonra, şiirleriyle müşrikleri Hz. Peygamber aleyhine kışkırtmaya devam etti.2 İşbu Ebû Azze, aradan bir yıl geçtikten sonra bu kez Uhud Savaşı"nda Müslümanların karşısına çıktı. O, daha önce Resûlullah"a verdiği sözü hatırlatsa da Mekkeli müşriklerden Safvân b. Ümeyye, malı ve ailesi konusunda kendisine teminat vererek onu bu savaşa katılmaya ikna etti. Ebû Azze, Uhud"da da esir düştü. Kureyşli tek esir olarak Hz. Peygamber"in huzuruna getirildiğinde, zorla getirildiğini ve Mekke"de bakıma muhtaç kızları olduğunu söyleyerek yine bağışlanma talebinde bulundu. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Bana verdiğin söz nerde kaldı! Hayır, vallahi Mekke"de, "Muhammed"i iki kez aldattım." diyerek sakalını ovuşturamayacaksın.” dedi ve ekledi: “Mümin bir delikten iki kere sokulmaz.” Sonra da Âsım b. Sâbit"e, (savaş suçundan dolayı) onu cezalandırması talimatını verdi.3
Hz. Peygamber"in kendine has üslûbuyla ifade ettiği, “Mümin, bir delikten iki kere sokulmaz.” şeklindeki veciz beyanı bütün hadis kaynaklarında yer bulmuş, Buhârî ve Müslim"in Sahîh leri gibi önemli eserlerde bâb/konu başlığı olarak kaydedilmiştir.4 Bu, söz konusu hadisin erken dönemlerden itibaren Müslüman zihninde ve vicdanında önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Bu hadise göre Müslüman aynı sebepten dolayı iki kez üst üste aldanmaz, aldatılamaz. Bir kez hata yapar ancak ondan ders alır, sonrası için tedbirli davranır. Bir yılan tarafından aynı delikten iki kez ısırılmak nasıl ki bir gaflet ise bir hatayı iki kez üst üste işlemek de o derece gaflettir. O hâlde mümin, hatalarına kendisine tecrübe kazandıran birer fırsat