böyle bir kimseye vacip olduğunu43 vurgulamış ve “Allah"tan başka ilâh yoktur.” sözünün bilincinde olanlara şefaatini vaad etmiştir.44
Diğer taraftan Sevgili Peygamberimiz, kalben tasdik ederek Allah"tan başka ilâh olmadığını söyleyen mümin kula, Allah"ın cehennem ateşini kesinlikle haram kılacağını45 ve ona azap etmeyeceğini46 ifade etmiş, Allah"a iman eden kişinin cehennemden kurtulacağını47 ve ateşli azaptan korunacağını48 bildirmiştir. Ayrıca Allah"a ortak koşmaktan sakınan kimseyi Allah"ın mutlaka bağışlayacağını,49 günahlarını affedeceğini,50 iman ettiği takdirde ona azap etmemesinin kulun Allah üzerindeki hakkı olduğunu51 söylemiştir.
Görüldüğü üzere Allah"a iman; kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve gereğince amel etmek şeklindeki üç ana unsur bir araya gelince kemale erer. Bu bağlamda Allah"a iman, soyut bir inanç, kuru bir söz ve hayata yansımayan bir duygu değildir. Allah"a iman, kişinin hayatına anlam katan, yaşam tarzını belirleyen, fikir ve kararlarına yön veren en güçlü sâiktir. Allah inancı sadece kişi ile Allah arasında var olan gizli bir bağdan ibaret değildir. O, insanın Yüce Yaratıcı"yla olan bağında belirleyici olmakla beraber kendisiyle, ailesiyle, toplumla ve bütün varlık âlemiyle münasebetlerini de düzenleyen bir olgudur.
Allah"a iman, kişinin dünyada yaratılış gayesine uygun bir yaşantı sürmesini sağladığı gibi, onu âhirette de Rahmân"ın rahmetine ulaştırır. Bundan dolayı Allah Resûlü, “Kim, Allah"tan başka ilâh olmadığına, Muhammed"in Allah"ın kulu ve Resûlü olduğuna iman ederse o kişi için cennetin sekiz kapısı açılır, onların hangisinden dilerse ondan girer.” 52 buyurmuştur.