Hadislerle İslâm Cilt 1 Sayfa 522

zarar verir. Allah"a hiçbir şekilde zarar veremez.” 6 Bu bağlamda bizlerden kendisine kulluk etmemizi isteyen Cenâb-ı Allah"ın, bu kulluk görevini îfâda olmazsa olmaz şartı, O"nun sonsuz güç ve kudretini tanımamız ve O"na iman etmemizdir. Böyle bir tanıma ve kabulden sonra O"nun emirlerine uymak ve yasakladıklarından kaçınmak suretiyle bu imanı ortaya koymak ise, itaattir. Bu noktada itaat; kulun, emirlere riayet etme ve yasaklardan kaçınma noktasında “İşittik, itaat ettik.” demek suretiyle Allah"a verdiği söze7 şuurlu bir şekilde uymasıdır.

İsyanın zıddı olan itaat, Allah"a teslim olmayı, saygı göstermeyi, ibadet etmeyi ve O"nun kitabıyla amel etmeyi gerektirir. Kur"an"a göre bütün âlem mutlak güç sahibi Allah"a itaat etmektedir.8 Gerçek mânâda imanın kökleşmesi için insanın Yaratıcısı"na itaat etmesi gerekir. Bu nedenle Kur"an, insanı Allah"a itaate çağırır. Mutlak mânâda itaat yalnız kâinatın yaratıcısı olan Allah"ın hakkıdır. Çünkü Allah, insanların Rabbi, ilâhı ve melikidir. İnsanlar da Allah"ın nimetleriyle hayatlarını devam ettiren, Allah"ın kullarıdır. Mutlak ve gerçek varlık9 sadece Allah"tır. Göklerin ve yerin mülkü Allah"ındır.10 Buyurma, yok etme, öldürme, diriltme, azap etme, mükâfatlandırma gibi işlerde O"nun hiçbir ortağı yoktur. O, istediği hususta istediği gibi tasarrufta bulunan,11 gerçek ve mutlak tek Yaratıcı"dır. En doğru ve en güzel sözün sahibi O"dur. Hiç kimsenin O"ndan daha doğru sözlü olması düşünülemez.12

Bunun için kul kayıtsız şartsız Rabbine itaat etmelidir.13 Böyle bir Rab karşısında kulun O"nun bütün emir ve yasaklarına mutlak surette itaat etmesi tabiî bir durumdur. Diğer yandan Yaratıcı"nın, kullarından kendisine itaat etmelerini istemesi onların faydası içindir. Çünkü O"nun, kullarının itaatine hiç ama hiç ihtiyacı yoktur. Aynı şekilde O"na isyan eden kul da O"na hiçbir surette zarar veremez. Sadece kendisine zarar verir, yazık eder. Kullarının kendisine isyan etmek suretiyle zarara uğramalarını murad etmeyen Yüce Allah, onları kendi varlığını ve birliğini tanımaya ve kendisine itaate yatkın bir fıtratta yaratmıştır.14

Fıtratın Allah"a itaate yatkın olması, insanların Allah"a itaat noktasında özgür iradeleriyle hareket edemeyecekleri anlamına gelmez. Allah, insanı kendisine itaat konusunda serbest bırakmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah"a itaat edin, Peygamber"e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir tebliğdir.” 15 Allah"a itaat konusunda özgürlüğünü kullanan insanın zaman zaman Allah"tan başkalarına da itaat ettiği olmuştur.16

    

Dipnotlar

6 D1097 Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ حَدَّثَنَا عِمْرَانُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ عَبْدِ رَبِّهِ عَنْ أَبِى عِيَاضٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا تَشَهَّدَ قَالَ « الْحَمْدُ لِلَّهِ نَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ وَنَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا مَنْ يَهْدِهِ اللَّهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ أَرْسَلَهُ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا بَيْنَ يَدَىِ السَّاعَةِ مَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ رَشَدَ وَمَنْ يَعْصِهِمَا فَإِنَّهُ لاَ يَضُرُّ إِلاَّ نَفْسَهُ وَلاَ يَضُرُّ اللَّهَ شَيْئًا » .

7 Mâide, 5/7.

وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَم۪يثَاقَهُ الَّذ۪ي وَاثَقَكُمْ بِه۪ٓۙ اِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَاَطَعْنَاۘ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿7﴾

8 Hac, 22/18

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَٓابُّ وَكَث۪يرٌ مِنَ النَّاسِۜ وَكَث۪يرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُۜ وَمَنْ يُهِنِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍۜ اِنَّ اللّٰهَ يَفْعَلُ مَا يَشَٓاءُ ﴿18﴾ Cum’a, 62/1.

9 Hac, 22/6.

ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْحَقُّ وَاَنَّهُ يُحْيِ الْمَوْتٰى وَاَنَّهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ ﴿6﴾

10 Bakara, 2/107.

اَلَمْ تَعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ ﴿107﴾

11 Hûd, 11/107.

خَالِد۪ينَ ف۪يهَا مَا دَامَتِ السَّمٰوَاتُ وَالْاَرْضُ اِلَّا مَا شَٓاءَ رَبُّكَۜ اِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُر۪يدُ ﴿107﴾

12 Nisâ, 4/87.

اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ لَيَجْمَعَنَّكُمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ وَمَنْ اَصْدَقُ مِنَ اللّٰهِ حَد۪يثًا۟ ﴿87﴾

13 Nisâ, 4/59.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاُو۬لِي الْاَمْرِ مِنْكُمْۚ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ ف۪ي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْو۪يلًا۟ ﴿59﴾

14 B1359 Buhârî, Cenâiz, 79.

حَدَّثَنَا عَبْدَانُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ مَوْلُودٍ إِلاَّ يُولَدُ عَلَى الْفِطْرَةِ ، فَأَبَوَاهُ يُهَوِّدَانِهِ أَوْ يُنَصِّرَانِهِ أَوْ يُمَجِّسَانِهِ ، كَمَا تُنْتَجُ الْبَهِيمَةُ بَهِيمَةً جَمْعَاءَ ، هَلْ تُحِسُّونَ فِيهَا مِنْ جَدْعَاءَ » . ثُمَّ يَقُولُ أَبُو هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه ( فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِى فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لاَ تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ ) .

15 Teğâbün, 64/12.

16 Ahzâb, 33/66-67.

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَٓا اَطَعْنَا اللّٰهَ وَاَطَعْنَا الرَّسُولَا ﴿66﴾ وَقَالُوا رَبَّنَٓا اِنَّٓا اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَٓاءَنَا فَاَضَلُّونَا السَّب۪يلَا ﴿67﴾