Hicretin beşinci yılı, Benî Mustalik Seferi"nin yapıldığı günlerdi. Cehcâh b. Kays adlı bir muhacir ile ensardan Sinân b. Vebera1 kavga etmiş, bunun üzerine muhacirler ve ensar arasında hararetli bir tartışma başlamıştı. Bu sırada durumu fırsat bilen münafıkların lideri Abdullah b. Übey b. Selûl, muhacirlere karşı ensara destek olarak, “Bize karşı çağrıda bulundular öyle mi?2 Resûlullah"ın yanındakilere yardım etmeyin ki etrafından dağılıp gitsinler. Medine"ye dönersek en şerefli ve güçlü olan, zelil ve güçsüz olanı muhakkak oradan çıkaracaktır!” dedi. Onun bu küstahça sözlerine şahit olan Zeyd b. Erkam duyduklarını hemen kendisinden büyüklere nakletti. Onlar da Hz. Peygamber"e bildirdi. Bunun üzerine Resûlullah, önce Zeyd b. Erkam"ı çağırıp dinledi, ardından olanları bir de karşı taraftan dinlemek üzere Abdullah b. Übey"i ve arkadaşlarını yanına çağırttı. Fakat onlar böyle bir şey demediklerine dair yemin ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber Zeyd"e inanmayarak onları tasdik etti. Zeyd, ömründe hiçbir şeye bu kadar üzülmemişti fakat elinden gelen başka bir şey de yoktu. Evine kapandı. Nihayet iyice bunaldığı bir sırada Allah Teâlâ Münâfıkûn sûresini indirdi ve gerçek ortaya çıktı. Ardından Zeyd b. Erkam"ı yanına çağıran Allah Resûlü, “Ey Zeyd! Şüphesiz Allah, seni tasdik etti.” dedi.3
Abdullah b. Übey b. Selûl gibi ikiyüzlü bir adam karşısında yalancı konumuna düşen Zeyd b. Erkam"ın aklanmasını sağlayan Münâfıkûn sûresinde Allah (cc), münafıkların sözlerini kelimesi kelimesine yüzlerine vuruyordu: “Onlar, "Allah Resûlü"nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler." diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah"ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar. Onlar, "Andolsun, eğer Medine"ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." diyorlardı. Hâlbuki asıl üstünlük ancak Allah"ın, Peygamberi"nin ve müminlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.” 4
Kur"ân-ı Kerîm"de, kalbiyle inkâr ettikleri hâlde bunu gizleyerek kendilerini mümin gibi gösteren münafıklardan, kendi isimleriyle anılan bu sûre dışında pek çok yerde bahsedilmiştir. Buna göre Kur"an"ın ortaya koyduğu münafık portresi şudur: Onlar inanmadıkları hâlde inandıklarını söyleyerek