Ebû Şâh için yazılması görevini vermiştir.71 Ebû Hüreyre’den nakledilen bir başka rivayete göre ise ensardan bir adam Resûlullah’ın yanında oturur, onun hadislerini dinlerdi. Dinledikleri hoşuna giderdi fakat onları ezberleyemezdi. Nihayet adam durumunu Allah Resûlü’ne arz etti. Bunun üzerine Resûlullah (sav), “O hâlde elinden yardım al.” dedi ve dinlediklerini yazması için eliyle işaret etti.72 Râfi’ b. Hadîc de Hz. Peygamber’in, ondan duyduklarını yazma konusunda kendisine izin verdiğini nakletmektedir.73
Hz. Peygamber (sav) zamanında hadislerin sahifeler halinde bazı sahâbîler tarafından yazıldığı bilinmektedir.74 Hadis sahifesi olduğu belirtilen bazı sahâbîler şunlardır:75
Sa’d b. Ubâde (15/637)
Ali b. Ebû Tâlib (40/660)
Semüre b. Cündeb (58-9/677)
Ebû Hüreyre (59/678)
Abdullah b. Amr b. el-Âs (63/682)
Abdullah b. Abbâs (68/687)
Abdullah b. Ömer (74/693)
Câbir b. Abdullah (78/697)
Ebû Hüreyre76 ile Semüre b. Cündeb’in77 sahifeleri günümüze kadar ulaşmıştır. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in hayatında hadislerin yazımı konusunda mutlak/kesin bir yasak veya izin olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. En azından hadislerin kısmen ve imkânlar ölçüsaünde kayda geçirildiği belirtilebilir. Kimi meraklı sahâbîlerin kendileri için yazdıkları bazı hadis sahifelerinin yanında, tek tük isteklilerin talebini karşılamak üzere bazı hadisler de yazılmıştır. Veda Hutbesi’nin yanı sıra İslâm’a davet mektupları, Medine Sözleşmesi, Hudeybiye antlaşması, Yemen’e gönderilen vergi düzenlemesi örneklerinde görüldüğü üzere siyasî, idarî ve malî konularda düzenlemeler78 yapmak için Hz. Peygamber’in bizzat kendi yazdırdıkları düşünülünce İslâm’ın ilk yıllarında azımsanamayacak düzeyde kayıt faaliyetinin gerçekleştirildiği söylenebilir.79
Hz. Peygamber’in sağlığında sözleri düzenli bir biçimde kayda geçirilmemiş olsa da onların nakli veya rivayeti fasılasız olarak devam etmiştir. Şu var ki Efendimizin hadisleri daha sonraki dönemlerde onun ağzından çıktığı şekliyle bire bir kayda geçirilememiştir. Bu durumun bilincinde olan hadisçiler de hadislerin lafzı ile rivayeti konusunda esnek bir tavır sergilemişler, mânâyı değiştirmemek kaydıyla râvinin, hadisi anladığı şekilde