kollamayı önerir. Sabahın erken saatleri ümmeti için bereket kaynağı olsun diye dua eder.42
Sonra sahur vaktinin bereketini vurgular defalarca. İbadetin, merhametin ve öğünlerin bereketle taçlandığı mübarek Ramazan ayında, oruca niyetlenen ağızların son lokmalarını sahurda almalarını ister: “Sahura kalkın! Çünkü sahurda bereket vardır.” 43 Ve dostunu sahur sofrasına davet ederken; “Haydi! Bereketli yemeğe buyur.” der.44
Hele bayramın bereketi söz konusu olunca, Resûlullah toplumun hiçbir ferdinin ondan mahrum olmasına izin vermez. Sadece erkeklerin değil, genç ihtiyar, evli bekâr bütün kadınların da bayram namazı için saf tutmasını ister. Öyle ya, tekbire ve duaya eşlik eden hanımefendiler de bayramın arınmışlığından ve kutluluğundan nasiplerini almalıdır.45
İnsan, özel zamanların bereketine özenirken hayatın her anında akıp giden bereketi unutmamalıdır. Ve o muhterem Elçi, hayatını bereketlendirmesi için insanlara özel tavsiyelerde bulunur. Söz gelimi akrabaları ile düzenli ve olumlu bir ilişkiye önem vermesini öğütler: Onun, “Rızkının genişletilmesini ve ecelinin geciktirilmesini (ömrünün uzatılmasını ) arzu eden, akrabalarını görüp gözetsin.” 46 cümlesini işitenler, elbette sayılara takılmamalı, yılların hesabını yapmaya oturmamalıdır. Çünkü herkes çok iyi bilir ki nice ömürler vardır, uzun ama verimsiz, huzursuz, uğursuzdur. Öte tarafta ise nice ömürler yaşanır, kısa zannedildiği hâlde asırlara sığacak kadar bereketli, anlamlı ve hayırlarla doludur. O hâlde bereketi kemiyetle daraltmamalı, keyfiyete odaklanmalıdır.
Peygamber Efendimizin huzurunda yaşanan şu olay bu mesajın bariz bir örneğidir. Bir gün Allah"ın Resûlü, henüz imandan nasibini alamamış bir misafirine süt ikram eder. Adam, üst üste tam yedi tas süt içer. Ama ertesi sabah İslâm"ın aydınlığına uyanan aynı insan, artık Muhammed ümmetinin bir ferdi olduğu gün ikram edilen bir tas süt ile doyar. İşte o zaman değişimin getirdiği bereketi izah için Resûlullah (sav) der ki: “Mümin bir mide dolduracak kadar içer, kâfir ise yedi mide doldurana kadar içer.” 47
Müminin tok gözlülüğü vardır bu cümlenin içinde, kanaatkârlığı vardır; her şeyden öte yediğinin bereketi vardır. Çünkü mümin, “Ey Allah"ın Resûlü, yiyoruz ama doymuyoruz!” diyen ashâbına,“Yemeği topluca yiyin ve (başlarken) Allah"ın adını anın ki, bereketli olsun.” 48 tavsiyesinde bulunan Sevgili Peygamberi"nin sözünü dinleyerek, ağzına besmele ile lokma almaya özen gösterir. Yine nebevî davranışı örnek alır da, yemeğinin bitiminde,