versin! Bereketini gör! Kesene bereket! Bereketli olsun!” diye dua ederiz. Oysa Yüce Yaratan"ın öbür dünyada yalan yere yemin edenin yüzüne bile bakmayacağı ve onunla konuşmaya tenezzül etmeyeceği57 düşünüldüğünde, belki de dürüstlük, ticaret için edilecek en tesirli bereket duasıdır. Bu noktada da Resûlullah"ın müjde ve ikazı karşılar inananları: “Alışverişte bulunanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece kararlarını değiştirme hakkına sahiptirler. Eğer doğruyu söyler ve (malın ayıbını) açıkça dile getirirlerse, alışverişlerinde kendilerine bereket ihsan edilir. Ama yalan söyler ve kusurları gizlerlerse alım satımlarının bereketi yok olur gider.” 58
Nihayetinde Allah Resûlü bereketi arzulayan bunca fiilî duayı, kavlî dualarıyla daima destekler. Annesi Ümmü Süleym ile birlikte huzuruna gelen küçük hizmetçisi Enes için “Allah"ım, (bu yavruya) bolca mal ve evlât nasip et. Verdiğin (nimetler)in kendisi için bereket dolu olmasını ihsan buyur.” 59 diye dua eder. Yine kucağına verilen her yeni doğan çocuğa bereket duaları ettikten sonra mübarek ağzıyla çiğnediği bir lokmacık hurmayı tattırır.60 Elbette Hz. Peygamber"in hayata yeni açılmış bu tazecik bedene ilk düşen lokmalar için hurmayı seçmesi tesadüfî değildir. Zira onun ifade ettiğine göre, hurma bereketli bir azıktır.61 Dahası belki de bu bereketi sebebiyle hurma ağacı, mümin insanı anımsatır Peygamberimize...62
Efendimiz sadece insan için değil, çevresini kuşatan her bir varlık için bereket niyazında bulunur: “Allah"ım, şehrimizde (Medine"de) meyvelerimizde ve ölçeklerimizde bereket üstüne bereket ver!” 63 Şüphesiz bu dualardan en büyük nasibi, ona zor zamanında kucak açan kutsal şehir Medine alır.64
Onun sünneti toplumda bereketli bir kültür, âdeta bir bereket kültürü inşa eder. Bereket dolu duaları kimilerinde ticaret için,65 kimilerinde rızkın genişlemesi için66 ve hatta kimilerinde yeni kurulan bir ailenin huzuru içindir67 Zaten tebrik de, “Allah mübarek etsin.” demek değil midir?
Şimdi tekrar başa dönelim ve soralım: Nedir Hakîm b. Hizâm"ın belki keşfettiği, belki sezdiği, ama mutlaka hayatına yansıttığı sır? Daha önemlisi bu sırrın kapılarını aralamak için kendimizde neleri değiştirmek gerekir? Peygamber Efendimiz berekete dair ipuçları verirken, bereketin nerede ve nasıl saklandığını öğretirken, aslında o gün olduğu gibi bugün de hiç beklemediğimiz, ummadığımız ve aklımıza gelmeyecek noktalara dikkat çekmektedir. Berekete dair o gün yaşanan olaylar, örnek alınarak hayatımıza yansımayı beklemektedir. Ahlâkî erdemlere sahip olmakla bereket arasında ne kadar sıkı bir bağ olduğunu görebilmeyi, bereketin öncesinde ve sonrasında