kendisinin nazarlık takanlardan uzak olduğunu haber vermiştir.81 Câhiliye Araplarının nazarlık kullanma âdetinin şirk olduğunu bildiren Allah Resûlü,82 böyle davranışların insanları Allah"a tevekkül etmekten uzaklaştırdığını söylemiştir.83 İslâm inancında ise bir olgu olarak nazarın varlığı kabul edilmiş, hatta Kur"an"da Hz. Peygamber"e nazar ederek ona zarar vermeye çalışan müşriklerden bahsedilmiştir.84 Resûl-i Ekrem de nazarın gerçek olduğunu bildirmiş,85 ancak ondan korunmak için farklı nesnelerden medet umulan bâtıl inançlar yerine Allah"a sığınmayı86 ve Kur"an"dan bazı sûrelerin ve duaların okunmasını (rukye yapmayı) emretmiştir.87
Çağlar öncesinde Sevgili Peygamberimizin kaldırmak için büyük mücadele verdiği bâtıl inanç ve uygulamalar, şekilsel birtakım değişiklikler olsa da hemen her zamanda ve toplumda ortaya çıkmaya devam etmiştir. Dinî inançların zayıflığı, cehalet ve merakla birleşince, insanın bilinmeyeni öğrenme arzusunun da etkisiyle, hayal gücünü zorlayan bâtıl inançlar kolayca yayılmaktadır. Bunun yanında farklı din ve kültürlerin barındırdığı bâtıl düşüncelerden etkilenilerek veya insanın içinde bulunduğu psikolojik durumun etkisiyle, esrarengiz ve mistik imaja sahip olan nesne ve varlıklardan medet umulabilmektedir. Fal ve büyü için her şeyi bildiklerine inanılan kâhin, büyücü, medyum ve falcılara başvurulmakta, geleceği öğrenmek için yıldızlardan anlam çıkarılmaya çalışılmaktadır. Rakamlara, günlere, hiçbir gücü ve kudreti olmayan varlık ve nesnelere kimi zaman uğursuzluk atfedilerek onlardan korkulmakta, kimi zaman da uğur veya şans getirdiğine inanılan bir boncuğa veya muskaya olağanüstü güçler yüklenerek onlarla korunmaya çalışılmaktadır. Hatta bu dünyadan göçmüş ve kendisine bile faydası dokunamayacak ölülerden ve türbelerinden medet umulup dualar edilmekte, adaklar adanmakta, şifalar istenmektedir. Ağaca bağlanan çaputtan, havuza atılan paradan veya yakılan mumdan dahi medet umulabilmektedir. Adı her ne olursa olsun akla ve mantığa uymayan, dine aykırı, gerçek sebeplere ve ilâhî bilgi kaynaklarına yönelmekten insanı alıkoyan bu boş inanç ve hurafeler, insanın zihnini işgal ederek asılsız korku, endişe, beklenti ve inançlarla doldurmaktadır.
Günümüzde aktüel biçimde artan çeşitleriyle bâtıl inançlar, insanların dinî itikatlarının yerini alır hâle gelmiştir. Oldukça farklı ve etkili sunuş teknikleriyle insanların ilgi ve merakını celbeden bâtıl uygulamaların, modern iletişim araçları ve teknolojinin yardımıyla her alanda reklamı yapılabilmektedir. Bir eğlence unsuru imiş gibi gösterilen ve insanların