önemsemeyerek rüzgârına kapıldıkları bu bâtıl inanç ve hurafeler, hem maddî ve mânevî olarak sömürülüp istismar edilmelerine neden olmakta hem de dinî inançlarını bozmaktadır. İslâm dini bu tür inanç ve davranışlara dinin özü olan tevhid inancıyla uyuşmaması nedeniyle tamamen karşıdır. Zira kullarını her an koruyup gözeten, onlara her şeyden daha yakın olan, dualarına icabet eden ilâhî kudret88 yerine âciz varlıklara sığınmak düşüncesi, hem dinin aslına hem Müslüman şahsiyetine ve hem de insanın saygınlığına aykırıdır. Allah Teâlâ, insanları her türlü bâtıl inançtan arındırma gayreti içinde olan kutlu elçileri vasıtasıyla, her şeyin tek olan Allah"ın bilgisinde ve kudretinde bulunduğu inancını bütün zamanlara ilân etmektedir. Böylece, hak olan Allah"ın dininin karşısında, tüm bâtıl inançların yok olmaya mahkûm oldukları bildirilmektedir.89