muhalefet ettiğini söylemiş, o sırada mescitte bulunan Ebû Saîd el-Hudrî de bu kişinin sözlerini tasdik etmiştir.24
Netice itibariyle bid"at sadece inanç ve ibadet alanında ortaya çıkan ve dinin aslında yani Kur"an ve sünnette olmayan uygulamalardır. Bir bid"atı uygulamak demek, Hz. Peygamber tarafından bizzat yaşanan, bizlere de örnek olarak sunulan dinî hayatın ve sünnetin dışına çıkmak demektir. Çünkü her bid"at bir sünnetin yerine konulmakta ve o sünneti işlevsiz hâle getirmektedir. Hz. Peygamber"in, sahâbenin ve daha sonraki bütün İslâm bilginlerinin bid"ata şiddetle karşı çıkmaları, sünnetin safiyetini korumaya yönelik çabaların bir göstergesidir. Diğer taraftan bid"atı inanç ve ibadet alanının dışına çıkararak hayatın tüm alanlarındaki yeni gelişmeleri kapsayacak şekilde tanımlamak; hayatın durağanlaşmasına, değişime kapıların kapanmasına ve çağın gerektirdiği donanımdan mahrum olmaya sebep olacaktır. Hâlbuki İslâm, getirdiği temel ilkelerle çelişmediği sürece her türlü yeniliğin önünü açmış, hatta bu konuda çığır açanların kat kat mükâfatlandırılacağı Peygamberimiz tarafından övgüyle anlatılmıştır.25
Mahiyeti, muhtevası ve sınırları itibariyle ortaya çıkan bid"atlar, toplum hayatında İslâm tarihi boyunca varlığını devam ettirmiştir. Genellikle dinî alandaki bilgisizlik ve cehaletten kaynaklanan bid"atlar, dinin Kur"an ve sünnetin ruhuna uygun olarak yaşanmasının önünde çok önemli bir engel oluşturmaktadır. Çünkü inanç ve ibadet dünyası bid"atlar tarafından kuşatılan Müslüman fertlerin, dinin ruhunu anlama, Kur"an ve sünnet doğrultusunda bir hayat sürme imkânları olmayacaktır. Bunun bertaraf edilebilmesi, bütün Müslümanların dinde doğruyu yanlıştan ayırabilecek bilgi birikimine, Kur"an ve sünnet kültürüne sahip olmalarıyla mümkündür.
İslâm tarihi boyunca Müslümanların dinî yaşantılarında devamlı müşahede edilen bid"atların bütün olumsuz tezahürlerine rağmen inananların çoğunluğu sünnete uygun bir yaşantıyı devam ettirmişler; istikameti korumuş, dinin ana sınırlarını ve değerlerini ayakta tutmuşlardır. Bu sebeple, İslâm dininin inanç, ibadet ve hukukla ilgili temel hükümlerinde ve ahlâkî değerlerinde ciddî bir sapma yaşanmamış, İslâm"ın özü ve yapısı hiçbir zaman değişmemiştir.
Günümüz Müslümanları dinî konularda daha çok bilgi sahibi olup cehaleti ortadan kaldırarak Kur"an ve sünnetin aydınlığında hayatlarına devam etmelidirler. Allah Resûlü"nün ve sahâbenin önde gelenlerinin bid"ata ve bid"atçılara karşı takındıkları tavrı kendilerine rehber edinmeli, bid"at ve bid"atçılarla her türlü vasıtayı kullanarak mücadele etmelidirler.