Secdede ise şu duayı etmiştir:
“Allah"ım! Sadece senin önünde eğilir, yalnızca sana iman eder ve sana teslim olurum. Sen Rabbimsin. Yüzüm, onu yaratan, ona göz ve kulak verene secde etti. Her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah ne mübarektir!” 81
Peygamber Efendimiz namazı bitireceği zaman ise şu duayı etmiştir:
“Allah"ım! Önceden işlediğim, gelecekte işleyeceğim, gizli yaptığım, açıkça işlediğim tüm günahlarımı bağışla. Benim ilâhım sensin, senden başka ilâh yoktur.” 82
Allah Resûlü, nafile namazlarda uzun uzun dua etmesine karşın özellikle cemaatle kılınan farz namazlarda cemaati sıkmamak için dualarını kısa tutmuştur.
Namaz kılan kişi, son oturuşta duaları okuduktan sonra “es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh! (Allah"ın selâmı ve rahmeti üzerinize olsun!)” şeklinde selâm vererek namazı bitirir.83 Selâm âdeta namaz ile bu dünyadan ayrılan kişinin tekrar dünyaya dönmesini simgeler. Topluluğun içine giren kimsenin etrafındakilere selâm verdiği gibi namazını bitiren kimse de sağına ve soluna selâm vererek Rabbi ile olan münâcâtını/konuşmasını bitirerek tekrar topluma karışır ve günlük işlerine devam eder. Namaz kılmanın kendisine verdiği huzuru ve Rabbine karşı görevini yerine getirmiş olmanın sevincini hisseder. Bunun tezahürleri olarak Rabbine karşı gösterdiği hürmet ve tevazu yüzüne yansır, çevresindekiler tarafından da görülür. Bu sebeple Yüce Allah, “Muhammed, Allah"ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken, secde ederken görürsün. Allah"tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir...” buyurmuştur.84
Namaz kılan kişi selâmdan sonra oturur, “Allâhümme ente"s-selâmü ve minke"s-selâm tebârekte yâ ze"l-celâli ve"l-ikrâm. (Allah"ım! Selâmete eriştiren sensin, selâm/selâmet senden gelir, sen ne kadar yücesin ey celâl ve ikram sahibi!)” der.85 Daha sonra otuz üçer defa, “Sübhânallâh. (Allah her türlü eksikten uzaktır.)”, “el-Hamdü lillâh. (Hamd Allah"a mahsustur.)” ve “Allâhü ekber. (Allah en büyüktür.)” der. Bu tesbihlerin ardından, “Lâ ilâhe illâllâhu vahdehû lâ şerîke leh. Lehü"l-mülkü ve lehü"l-hamdü ve hüve alâ külli şey"in kadîr. (Tek olan Allah"tan başka hiçbir ilâh yoktur. O"nun hiçbir ortağı da yoktur. Mülk O"nundur, hamd O"na mahsustur. O her şeye kadirdir.)” der. Peygamberimiz, her namazın arkasından bu tesbihleri okumanın, deniz köpükleri kadar çok olsa da, kişinin günahlarının silinmesine vesile olacağını müjdelemektedir.86
Bu tesbihlerin fazileti hakkında şu hâdise anlatılmaktadır: Bazı fakir sahâbîler Peygamber Efendimize gelip, “Zenginler en yüksek dereceleri