ve kalıcı nimeti (âhiret saadetini) kazandılar. Çünkü onlar bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Dahası onların malları da var. Bu sayede haccediyorlar, umre yapıyorlar, cihad ediyorlar ve tasadduk ediyorlar.” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, “Size öyle bir şey öğreteceğim ki, siz onu yaptığınız takdirde hem sizi geçenlere yetişeceksiniz. Hem de arkanızdan size hiç kimse yetişemeyecek. Bu sayede, benzerini yapanlar dışında, içinde bulunduğunuz cemaatin en hayırlıları olacaksınız. (Tavsiyem şudur:) Her namazdan sonra otuz üçer defa "sübhânallâh", "el-hamdü lillâh" ve "Allâhü ekber" deyiniz.” buyurmuştur.87
Otuz üçer defa bu tesbihler yapıldıktan sonra Peygamber Efendimiz tarafından Âyetü"l-Kürsî olarak adlandırılan88 Bakara sûresinin 255. âyeti okunur. Peygamber Efendimiz, “Farz namazın ardından Âyetü"l-Kürsî"yi okuyan kimse, sonraki namaza kadar Allah"ın himayesi altındadır.” 89 ve “Her farz namazın ardından Âyetü"l-Kürsî okuyan kimsenin cennete girmesine tek engel (henüz) ölmemiş olmasıdır.” 90 buyurarak namazlardan sonra Âyetü"l-Kürsî"nin okunmasını tavsiye etmiştir.
Namaz kılınırken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri ta"dîl-i erkâna riayet etmek yani namazdaki rükünlerin hakkını vermektir. Peygamber Efendimiz namazın tarifinde secde, kıyam ve rükû gibi her bölümün eda edilmesini anlatırken, “(azalar) mutmain oluncaya kadar” 91 ifadesini kullanarak ta"dîl-i erkâna vurgu yapmıştır. Mutmain olmak, hareketi net bir şekilde gerçekleştirip, her rükünde en az “sübhânallâh” diyecek kadar durmaktır. Peygamber Efendimiz, “En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.” 92 buyurarak rükû ve secdelerin hakkını vermeyerek acele etmenin ne derece yanlış olduğunu dile getirmiştir. Çünkü namaz, dinin direği,93 Allah Teâlâ"yı anmanın,94 O"na karşı şükran duygularını ifade etmenin, yakarış ve niyazın en mükemmel şeklidir. Allah"a yakınlaşma vesilesi95 olan namaz, sahibini hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyan96 en güzel ibadettir.
Huzurunda durulan Yüce Yaratıcı"nın büyüklüğüne yaraşır bir saygı, samimiyet ve kulluk bilinciyle devamlı eda edilen namaz, Peygamber Efendimizin ifadesiyle kıyamet günü sahibi için bir aydınlık, bir delil ve kurtuluş vesilesi olacak97 ve namaz kılan âhirette cennet ile mükâfatlandırılacaktır.98