hem sefer esnasında13 hem de savaş devam ederken14 namaz kıldırarak ashâbına rehberlik etmişti.
Namazın, tembellik, ihmal ya da başka basit sebeplerden dolayı terk edilmesi, aksatılması ya da geciktirilmesi, değil Allah"ın Resûlü"ne, onun ümmetine bile yakışmayan bir davranıştı. Ancak hatadan, eksik ve kusurdan tamamen arınması mümkün olmayan insanın, birtakım nedenlerden ötürü bazen namazını vaktinde kılamadığı da bir gerçekti. İşte böyle bir durumda ne yapmaları gerektiğini müminler yine Resûlullah"tan öğreneceklerdi. Allah Resûlü"nün hayatında namazın vaktinde kılınmaması gibi bir durum sadece birkaç kez gerçekleşmişti. Bunlardan biri Hendek Savaşı esnasında yaşanmıştı. Bütün şiddetiyle savaşı yaşayan Peygamber ve beraberindeki arkadaşlarının, emredildikleri üzere Allah yolunda canlarıyla cihad etmekten, Allah"ın mesajını yüceltmekten başka bir amaçları yoktu. Bu uğurda kılıç sallarken namazı unutmaları gibi bir durum da söz konusu olamazdı. Ancak düşman sürekli saldırıyordu. Peygamber Efendimiz, bir türlü savaşa ara verip saf tutamamıştı. İşte çarpışmanın şiddetlendiği böyle bir zamanda Allah Resûlü ve ashâbı ikindi namazını kılmaya fırsat bulamamışlardı. Allah"ın bir başka emrini yerine getirme uğruna bile olsa Resûlullah"ın farz namazı vaktinde kılamamış olması, hem kendisini hem de ashâbını son derece hüzünlendirmiş ve o Rahmet Peygamberi, bu olaya sebep olanlara beddua etmişti.15 Aynı savaş sırasında Hz. Ömer, Resûlullah"a gelerek ikindi namazını vaktinde kılamadığını bildirmiş hatta Kureyş müşriklerine ağır hakaretler ederek öfkesini dile getirmişti. Resûlullah da namazı kılmadığını söyleyip Buthân vadisine inerek abdest almış ve beraberindekilere namazı orada kıldırmıştı.16
Hendek Savaşı sırasında namazların vaktinde kılınamayışının hüznünü Abdullah b. Mes"ûd (ra) şöyle dile getirmişti: “Resûlullah (sav) ile birlikte idik. Öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılmamız engellenmişti. Bu bana çok ağır geldi ve kendi kendime şöyle dedim: "Allah"ın Resûlü ile beraberiz, Allah yolunda cihad ediyoruz (hem de namazları vaktinde kılamıyoruz)!" Sonra Resûlullah (sav) Bilâl"e emretti, o da kâmet getirdi ve Resûlullah bize öğle namazını kıldırdı. Daha sonra Bilâl yine kâmet getirdi, Resûlullah bize ikindi namazını kıldırdı. Ardından Bilâl yine kâmet getirdi, Resûlullah akşam namazını kıldırdı. En son olarak Bilâl tekrar kâmet getirdi, Resûlullah da yatsı namazını kıldırdı. Resûlullah çevremizde dolaşıp şöyle buyurdu: “Şu anda yeryüzünde sizden başka Allah"ı zikreden bir topluluk yoktur.” 17