o, Müslümanların inançları uğruna giriştikleri ilk savaş olan Bedir başta olmak üzere Uhud, Hendek ve diğer seferlerin tümüne katılma şerefine nail olmuştu.8 Şimdi ise, adını tarihe “sâhibü"l-ezân” (ezanın sahibi) olarak yazdıracak ilâhî bir iltifata mazhar olmuştu. Uyandığında sevinçten yüreği yerinden fırlayacak gibiydi. Sabahı beklemeden alacakaranlıkta9 namazdan önce, heyecanla Hz. Resûl"ün yanına koştu ve “Ey Allah"ın Resûlü! Ben rüyada elinde çan olan bir adama, "Ey Allah"ın kulu! Bu çanı bana satmaz mısın?" dedim. "Onu ne yapacaksın?" dedi. "Onunla insanları namaza çağıracağız." dedim. "Sana bundan daha iyisini göstereyim mi?" dedi. Ben de ona, "Tabi" dedim ve bana ezanı öğretti.” dedikten sonra, benliğine kazınan huzura çağrının lafızları ağzından dökülüverdi:
“Allâhü ekber, Allâhü ekber, Allâhü ekber, Allâhü ekber
Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh, Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh
Hayye ale"s-salâh, Hayye ale"s-salâh
Hayye ale"l-felâh, Hayye ale"l-felâh
Allâhü ekber, Allâhü ekber
Lâ ilâhe illâllâh.”
Sonra Abdullah, rüyasında gördüğü yeşil elbiseli kişinin, namaza başlarken aynen ezanın sözlerini tekrar etmesini ve “Hayye ale"l-felâh” tan sonra iki defa “Kad kâmeti"s-salâtü” (Namaz başlamıştır) ifadesini ilâve etmesini söylediğini de anlattı.10
Bazı rivayetlerde ezan ifadelerinin ikişer, kâmetin ise birer kere söyleneceği veya şehâdet kelimelerinin önce alçak sesle, sonra yüksek sesle tekrar edileceği (tercî) de nakledilmiştir.11 Ancak yukarıda zikredilen şekliyle ezan daha çok rivayette nakledilmiş ve uygulamada yaygınlık kazanarak günümüze kadar böyle gelmiştir.
Abdullah"ın gece rüyasını anlatırken duyduğu heyecan yanında Resûl-i Ekrem"in sakinliği ve dinginliği hayret vericiydi. O sanki Abdullah"ı bekliyordu; bu mübarek sözleri onun getireceğini biliyor gibiydi; “Bu kesinlikle hak bir rüyadır. Hemen Bilâl ile beraber kalk, çünkü onun sesi seninkinden daha gür ve güzeldir, sana söylenenleri ona öğret de bu şekilde (namaza) çağırsın.” dedi.12
Hz. Peygamber (sav) Abdullah"ın rüyasını tasdik etmiş, ezanını onaylamıştı. Ne büyük bir şerefti ki bu, kıyamete kadar bâkî kalacak ezanla birlikte onun da adı anılacaktı. Nitekim İmam Ahmed b. Hanbel, sahâbeden gelen hadisleri derlediği kıymetli eseri Müsned "inde Abdullah