hususunda bize muhalefet ediyor.” diye eleştiriyorlardı.11 Yahudilerin psikolojik baskısıyla atası Hz. İbrâhim"in inşa ettiği Kâbe"nin özlemi, kıblenin değiştirilmesi konusunda Hz. Peygamber"in beklentisini artırıyor ve gözlerini semaya dikip ne zaman bir emir gelecek diye bekliyordu. Nitekim Resûlü"nün beklentisine cevap veren Yüce Mevlâ bu duruma işaret etmiş ve müjdeli haberi vermişti: “(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir.” 12
Kıblenin değiştirilmesiyle birlikte, bu gelişmeden rahatsız olan yahudiler peygamberlerin kıblesi olduğunu söyledikleri Beytü"l-Makdis"ten dönüşü yadırgadılar.13 Hatta, “Muhammed sebat etseydi onun beklenen peygamber olduğunu kabul edecektik.” demeye başladılar.14 Halbuki onlara, “Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamber"i), oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden bazıları bile bile gerçeği gizlerler.” 15 ifadeleriyle ilâhî hakikat hatırlatılmıştı.
Elçisi"nin arzusunu16 yerine getiren Allah Teâlâ, “Yüzünü Mescid-i Harâm"a çevir.” emriyle Kâbe"yi, Müslümanların yeni kıblesi olarak tayin etmiştir. Ardından da hem Hz. Peygamber"e hem de bütün Müslümanlara şu çağrıyı yapmıştır: “(Ey Muhammed!) Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Harâm"a doğru çevir. (Ey müminler!) Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü Mescid-i Harâm"a doğru çevirin ki, zalimlerin dışındaki insanların elinde (size karşı) bir koz olmasın. Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız.” 17
Bu âyetlerden sonra müminler ibadetlerinde Kâbe"ye yönelmeye başlamışlardır. Âyetin nüzûlünden haberi olmayan ve hâlâ eski kıblelerine yönelerek ibadetlerini sürdüren bazı müminler, haberi aldıklarında, namazda bile yönlerini değiştirmişlerdir. Kubâ"da insanların sabah namazı kıldığı esnada verilen haber üzerine yaşananları Abdullah b. Ömer şu şekilde anlatmaktadır: “İnsanlar Kubâ"da sabah namazını kılmakta idiler. Selemeoğulları kabilesinden bir adam geldi18 ve "Bu gece Resûlullah"a Kur"an"dan bir âyet indi ve Kâbe"ye yönelmekle emrolundu. Siz de ona doğru yönelin." dedi. O esnada insanların yüzü Şam tarafına dönüktü.