görevlendirilmiş,17 müşriklerin Mescid-i Harâm"a yaklaşamayacağı,18 kadın veya erkek hiç kimsenin çıplak tavaf yapamayacağı19 gibi hususları tebliğ etmek vazifesi ise Hz. Ali"ye verilmiştir.20 Hz. Peygamber"in hayatının son senesinde, hicretin 10. yılında ifa ettiği hac ise, “Veda haccı” olarak anılmıştır. Resûl-i Ekrem"den sonra gelen Müslüman yöneticiler ya bizzat kendileri hacca gitmek yahut emir tayin etmek suretiyle hac kafilelerinin bu görevi huzur içinde yerine getirmelerini sağlamışlardır.21
Hac yolculuğu hicrî takvime göre hac ayları denilen Şevval"den başlanarak Zilkâde ayı ile Zilhicce ayının ilk on gününde yapılabilirse de ulaşım imkânlarının geliştiği günümüzde bu görev için Zilkâde"nin son haftalarıyla Zilhicce"nin ilk on günü yeterli olmaktadır. Arefe, Arafat ve Kurban Bayramı günleri “sayılı ve belirli günler”22 olduğu için, senede ancak bir defa hac yapılabilir.
Hac ibadeti, Yüce Allah"ın, “Yoluna gücü yetenlerin Beyt"i haccetmeleri, insanlar üzerinde Allah"ın bir hakkıdır.” 23 âyeti ile farz kılınmıştır. Bu âyet indiği zaman Allah Resûlü, ashâbına bir hutbe okumuş ve “Ey insanlar! Hac size farz kılındı, haccedin! ” buyurmuştur. Bunun üzerine Temîmli sahâbî Akra" b. Hâbis, “Her sene mi ey Allah"ın Resûlü?” diye sormuş, Resûlullah (sav) sükût ettikten sonra Akra"ın sorusunu üç defa tekrarlaması üzerine, “Evet deseydim (her sene) hac yapmanız gerekirdi ve siz buna güç yetiremezdiniz! Fakat hac ömürde bir defadır. Fazlası ise nafiledir.” demiş ve şu uyarıda bulunmuştur:“Ben sizi (serbest) bıraktığım müddetçe, siz de beni (serbest) bırakın. Sizden önceki ümmetler başka bir sebeple değil çok soru sormaları ve peygamberleriyle ihtilâfa düşmeleri sebebiyle helâk oldular. Sizden bir şey istediğim zaman, gücünüzün yettiği kadarıyla onu yapın! Size bir şeyi yasakladığımda da, derhâl onu bırakın!” Bunun üzerine Allah Teâlâ, “Ey iman edenler açıklandığı zaman size zorluk verecek şeyleri sormayın.” 24 âyetini indirmiştir.25
“Yoluna gücü yetenlerin Beyt"i haccetmeleri, insanlar üzerinde Allah"ın bir hakkıdır.” 26 âyeti ile hacca gidecek kimsenin yol için gerekli olan bütün imkânlara sahip olması, şartların da bunu kolaylaştıracak bir durumda bulunması kastedilmektedir. Söz konusu âyet, dolaylı olarak haccın ifasını sağlayacak her türlü vasıtayı hazırlamaları için Müslümanları uyarmakta, gerekli tedbirleri almalarını bir vecibe olarak onlara yüklemektedir. Aynı hususa Allah Resûlü de dikkat çekmiş ve kendisine, “Hac yükümlülüğünü gerekli kılan şey nedir?” şeklinde sorulan soruya, “Yiyecek ve binek imkânıdır.” cevabını vererek bu şartlar sağlandığında insanın hac yapmakla