duydum, emrine uydum, huzuruna geldim, bütün benliğimle ve içtenliğimle emrindeyim!” hissiyatı içinde bunu davranışıyla da göstermeye çalışır. Buna telbiye denir ve bu, hac yapan bütün müminlerin ortak parolasıdır.
Bu sözler, dünyanın dört bir tarafından gelen, renkleri, dilleri, ülkeleri ve kültürleri ayrı fakat hedef ve gayeleri aynı olan milyonlarca Müslüman"ın hep birlikte seslendirdikleri ortak bir ant, ortak bir paroladır ve kutsal iklimde hac boyunca sürekli yankılanır. Bir Müslüman, telbiye getirdiğinde yeryüzünün her bir tarafında, sağında ve solunda taş, ağaç, toprak ne varsa hepsinin onunla birlikte telbiye getirdiğinin13 bilincindedir.
Telbiye ile hacı, Hz. İbrâhim"in çağrısına koşmuş ve kayıtsız şartsız, kaygısız bir şekilde Allah"a teslim olduğunu haykırmış olur, “Buyur Rabbim! Emrine âmâdeyim!” diyerek, her ne emrolunduysa yapar, haramları terk eder, hatta ihramla birlikte bazı helâlleri de terk eder.
Müslüman, telbiyeyi hacda belli yerlerde ve zamanlarda, hacdan sonra ise hâl diliyle ve kalbiyle sürekli söyler. Kendisine hayat verecek her türlü ilâhî buyruk karşısında sürekli, “Emrin olur Allah"ım!” bilinciyle hareket eder. Namaz, oruç, zekât, dürüstlük, emanet, adalet, samimiyet... Hepsi için, “Emrindeyim Allah"ım! Emrine âmâdeyim!” der. Mîkâttan geçen, ihrama bürünen ve ilgili yasaklara harfiyen uyan hacı, “Allah"ın, insanlar için bir dayanak yaptığı saygın ev Kâbe” ye14 varır. Zira, “Orada apaçık deliller, İbrâhim"in makamı vardır. Oraya giren güvende olur.” 15 Kâbe"ye kavuşmak, vuslatı yani Allah"a kavuşmayı temsil eder.
Kâbe, hac ibadetinin yapıldığı mekânların merkezidir. Allah için herhangi bir mekân söz konusu olmadığı hâlde, Rabbimiz Kâbe için, “Evim” buyurmak suretiyle orayı şereflendirmiş,16 çevresini de çeşitli yasakların geçerli olduğu bir Haram bölge ilân etmiştir.
Kâbe, yeryüzündeki ilk ibadet yeri olmasının yanı sıra17 özellikle namaz ve hac ile ilgili belirli şartların yerine getirilmesi bakımından da ayrı bir öneme sahiptir. Kâbe"nin bulunduğu yöne doğru yönelmek namazın şartlarından olduğu gibi, hac ve umre ibadetinin rükünlerinden biri olan tavaf da Kâbe"nin etrafında yapılır. Ayrıca Kâbe"nin, bütün Müslümanları bir noktada toplayan, her birinin ortak yönü, müşterek istikameti olma gibi birleştirici, bütünleştirici sembolik bir anlamı da vardır.
Allah Resûlü"nün Kâbe"yi tavaf ederken şöyle buyurduğu nakledilir:
“(Ey Kâbe!) Sen ne güzelsin ve kokun da ne güzel! Sen ne yücesin ve saygınlığın da ne yüce! Ama bu canı bu tende tutan Allah"a yemin ederim ki, Allah