üzerine Hz. Peygamber, “Üzerinden cübbeni çıkart, sarı boyayı da yıka ve hac yaparken ne yapıyorsan, umrende de onu yap.” buyurmuştur.22
Umre ile hacda yapılması gereken hususlar, Safâ ile Merve arasında sa"y yapıp ihramdan çıkılmasına kadar aynıdır. Peygamberimizin umrelerinden birini kısaca özetleyen İbn Ömer şöyle anlatır: “Hz. Peygamber (sav) umre için (Mekke"ye) geldi, Beyt"i yedi kere (etrafında dönerek) tavaf etti. Makam"ın arkasında iki rekât namaz kıldı. Safâ ile Merve arasında sa"y etti. (Siz de böyle yapınız, çünkü) "Andolsun ki, Allah"ın Resûlü"nde sizin için güzel bir örnek vardır."” 23 Muâviye ise, Resûlullah"ın (sav) umre yaptığında sa"y sonrasında saçını makasla kısalttığını haber verir.24
Umre yapan kişi sa"yini tamamladıktan sonra saçlarını tıraş eder veya kısaltır ve ihramdan çıkar. Böylece umre tamamlanmış olur. Hacda ise, ayrıca günü geldiğinde Arafat"a çıkılması, arefe günü orada vakfeye durulması, dönüşte Müzdelife vakfesi, Mina"da kurban kesilmesi ve Cemerât"ta şeytan taşlanması gibi hacca özgü görevler devam etmektedir.
İbn Abbâs"ın anlattığına göre, câhiliye devrinde müşrikler hac aylarında umre yapmayı dünyadaki en çirkin işlerden sayarlardı. Onlar, Muharrem ayına Safer ismini verirler ve “(Ne zaman) devenin sırtındaki yara iyileşir; (yoldaki) ayak izleri silinir; (Safer ayı da çıkarsa) artık umre yapmak o zaman helâl olur.” derlerdi. İbn Abbâs dedi ki: “Resûlullah (sav) sahâbîleriyle beraber (Zilhicce"nin) dördüncü günü (sabahında) sadece haccetmek niyetiyle telbiye ederek (Mekke"ye) geldi. Peygamber (sav), sahâbîlerine haclarını umreye çevirmelerini (tavaf, sa"y ve tıraşla ihramdan çıkmalarını) emretti.”25 Allah Resûlü, umrenin kıyamete kadar hac (ayları) içine girmiş olduğunu ilân etti ve böylece hac aylarında umre yapmakta hiçbir sakınca olmadığını göstermiş oldu.26
Günümüzde olduğu gibi iktisadî ve coğrafî nedenlerle, ömründe yalnız bir defa hacca gidebilme imkânı bulan bir kimse, elbette hac ile birlikte umre yapmaya da gayret edecektir. Çünkü bu insanlardan çoğu, hac dışında ayrıca umre için Kâbe"ye gelme imkânını belki de hiç bulamayacaktır. Oysa ilk dönemlerde İslâm coğrafyası küçüktü ve insanların Medine"den, Şam"dan, Irak"tan umreye de gidebilme imkânları mevcuttu. Bu nedenledir ki, günümüzde ülkemizden giden hacıların çoğu, önce umre yaptıktan sonra ardından yeni bir ihramla yapılan temettü haccını tercih etmektedirler.
İslâm"ın temel ibadetlerinden olan hac, farz kılındığından bugüne dek her yıl nasıl devam etmekteyse, umre vazifesi de aynı şekilde asırlardır