O saatlerde Allah"ı zikredenlerden olmak istersen ol. Çünkü güneş doğuncaya kadarki o vakitlerde kılınacak namaza melekler gelir ve özellikle şahitlik yaparlar.” 6
Allah Resûlü"nün Amr b. Abese"ye verdiği bu cevap, Allah"ın kullarına rahmetinin ifadesidir aslında. Onun (sav) bildirdiği gibi, Allah, kullarının kendisine yönelebilecekleri özel zamanlar bahşetmiştir. “Kulluğun özü” olarak nitelendirilen dua hakkında Yüce Rabbimiz, “Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim.” 7 buyurarak müminin kendisine yönelmesine her an karşılık vereceğini hatırlatır. Zira dua insanın varoluş nedenidir. Kul, duası sayesinde Allah katında değer kazanır. Bu konuda Kur"ân-ı Kerîm"de şöyle buyrulur: “(Resûlüm!) De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin!” 8 Ancak Allah"ın, rahmetinin eseri olarak kullarına sunduğu öyle zaman ve mekânlar vardır ki, bunlar müminin dualarının kabulü ve günahlarından arınması için birer fırsattır. İşte Allah Resûlü, Amr b. Abese"ye bu özel zamanlardan birini haber vermiştir.
Kur"ân-ı Kerîm"de Yüce Rabbimizin, “Onlar (takva sahipleri) seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.” 9 âyeti ile haber verdiği seher vakti, Allah ile kulunun buluştuğu bu özel vakitlerdendir. Allah Resûlü bu vakti değerlendirmek üzere geceleri teheccüd namazı için kalkıp dua ederdi.10 Yüce Rabbimiz özellikle Sevgili Peygamberimize gece yarısı ibadetle meşgul olmasını tavsiye etmişti. Vahyin başladığı dönemlerde Cebrail, Efendimize gelmiş ve “Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl. (Gecenin) yarısında kalk. Yahut bunu biraz azalt, ya da çoğalt ve Kur"an"ı tane tane oku.” 11 âyetlerini getirmişti.
Allah Resûlü"nün gece yaptığı dualarından birini Hz. Âişe şöyle anlatıyordu: “Bir gece Allah"ın Resûlü"nü yatakta bulamadım, onu elimle yoklayarak aramaya başladım. O sırada elim ayaklarının tabanlarına değdi. Ayaklarını dikmiş vaziyette secde hâlindeydi ve “Allah"ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana tüm övgüleri saysam yine de bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.” diye dua ediyordu.12 Sevgili Peygamberimiz ashâbını da bu vakitlerde ibadet ve duaya teşvik ederdi. Nitekim Câbir"in (ra) rivayet ettiğine göre, Allah Resûlü şöyle buyurmuştu: “Gerçekten gecede öyle bir an vardır ki Müslüman bir kimse o âna rastlar da Allah"tan dünya ve âhiret işlerine ait bir hayır isterse, o isteğini Allah kendisine verir. Bu, her gece (böyle)dir.” 13
Bir başka sefer de Peygamber Efendimize, “Yâ Resûlallah, hangi dua daha çok kabule şayandır?” diye sorulmuş, Allah Resûlü,“Gece yarısından sonra ve farz namazların arkasından yapılan dualar.” diye cevap vermişti.14 Bu sözleriyle o,