Sakîf kabilesinden Kerdem b. Süfyân"ın kızı Meymûne anlatıyor: “Hz. Peygamber"in Veda haccında babamla birlikte dışarı çıkmıştım. Ben Allah Resûlü"nü orada gördüm. Etraftaki insanlar, "Açılın! (Allah"ın Resûlü geliyor!)" diye bağrışıyorlardı. Dikkatle Hz. Peygamber"i gözlemeye başladım. Babam kalabalığı yararak Allah"ın Resûlü"ne yaklaştı. Efendimiz devesinin üzerindeydi. Babam ona iyice yaklaştı ve onun ayağını tuttu. Buna ses çıkarmayan Hz. Peygamber, devesini durdurarak babamı dinledi. Babam, "Ey Allah"ın Resûlü! Ben vaktiyle, bir erkek çocuğum olursa, Büvâne dağının dik yamaçlarında elli koyun keseceğim, diye adakta bulunmuştum, ne buyurursunuz?" diyerek, ne yapması gerektiğini sordu.”1
Büvâne"de koyun kesmeyi adayan Kerdem, aslında bu vaadini yerine getirecekti, ancak adakta sözü geçen Büvâne, Kureyş"e ait bir putun bulunduğu bir yerdi. Kureyşliler orada saçlarını tıraş ederek kurbanlar kesmekte, yılda bir kez toplanıp törenler yapmaktaydı.2 Dolayısıyla zihinlerdeki bütün hatıralarıyla şirki çağrıştıran bu özel yerde, kendisine bahşettiği nimete şükretme düşüncesiyle Allah için bir ibadet yerine getirilebilir miydi? İşte Kerdem"in zihnini bu soru meşgul etmekteydi.
Kıyamete kadar söz konusu kaygıyı taşıyacak olan ümmetine mesaj niteliğindeki cevap, çözümü içinde barındıran bir soruyla birlikte geldi. “Orada herhangi bir put var mı? ” diye sordu Hz. Peygamber. Kerdem, Büvâne"nin şirk emarelerinden temizlendiğini dikkate alarak “Hayır” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), “O hâlde Allah"a olan adağını yerine getir.” buyurdu. Meymûne olayın gerisini şöyle anlatmaktadır:
“Daha sonra babam adamış olduğu koyunları toplayıp kesmeye başladı. Ancak bir koyun elinden kurtulup kaçtı. Babam onu ararken bir taraftan da, "Allah"ım adağımı yerine getirmeyi nasip et!" diye yalvarıyordu. Sonunda kaçan koyunu yakalayıp onu da kesti.”3
Câhiliyeden yeni kurtulan, alışkanlıkların ve mekânların hâlâ eski inanç ve ibadetleri çağrıştırdığı bir yer ve zamanda Müslümanlar, adağın meşruiyeti, yeri ve zamanı gibi hususlarda kaygı duymaktaydılar. Bir taraftan Yüce Yaratıcı"ya verdikleri sözleri yerine getirmeye çalışırken, diğer taraftan Hz. Peygamber"e sormak suretiyle tevhide aykırı davranışlardan