Allah Resûlü bir gün kendisine indirilen Kur"an âyetlerini yazması için vahiy kâtiplerinden Zeyd b. Sâbit"i yanına çağırmıştı. Bunu duyan Zeyd, yazı için eline aldığı bir kürek kemiğiyle Resûlullah"ın (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber, Nisâ sûresinin 95. âyetini yazdıracaktı. “Müminlerden oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz.” demişti ki âmâ sahâbî Abdullah b. Ümmü Mektûm çıkageldi. Allah Resûlü"nün sözlerini işitmişti ve bu nedenle yüreğini derin bir hüzün kaplamıştı. Dilinden dökülen şu sözler üzüntüsünü ve çaresizliğini ifade etmeye yetiyordu: “Yâ Resûlallah! Vallahi, eğer gücüm yetseydi ben de mutlaka cihada katılırdım.” İbn Ümmü Mektûm"un iman dolu bu sözcüklerin ardından vahyin ağırlığı tekrar Allah Resûlü"nün üzerine çöktü. Zira kulunun taşıyamayacağı yükü ona asla yüklemeyen Allah Teâlâ,“özür sahipleri müstesna” ifadesini Elçisi"ne vahyetmişti.1
İnsanı yaratan Allah, onu en iyi tanıyan ve dolayısıyla onun sınırlarını en iyi bilendir.2 Ve O, her şeye kadir olduğu gibi kuluna gücünün yetmeyeceği bir vazifeyi vermeyecek kadar da âdildir. Çünkü O, Rahmân ve Rahîm"dir. Hayatın her ânında insanlara karşı şefkatli ve merhametli olan3 Yüce Yaratıcı, kullarına birtakım sorumluluklar yüklerken elbette onları donattığı özellikleri en iyi bilendir.4 Bu nedenle onlara çekemeyecekleri bir yükü asla yüklememiştir.5 Zihinsel engelli kimseleri sorumluluktan tamamen muaf tutarken, “Âmâya güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur.” 6 âyetiyle bedensel engellilik gibi uzun süreli ya da hastalık gibi daha kısa süreli engeller nedeniyle dinin bazı gereklerini yerine getiremeyen kimseleri bu nedenle günahkâr saymayacağını bildirmiştir. Zira O, kulları için kolaylığı diler, onların zorluk çekmelerini istemez7 ve “Rabbim, bize çekemeyeceğimiz yükü yükleme!” 8 diye dua eden kullarına icabet eder.
Hastalık, insanı zayıf düşüren bir durum olduğu için İslâm dini bunu bir mazeret kabul etmiş ve hastaların ibadetlerini yerine getirmeleri için bazı kolaylıklar sunmuştur. Peygamberimiz (sav) sağlık problemleri olan kimselerin durumunu mutlaka dikkate almış, kişinin ibadetleri yerine getirmek için sağlığını düşünmeksizin canını tehlikeye atacak derecede