kendini zorlamasına müsaade etmemiştir. Nitekim Resûlullah (sav) gusletmesi gereken yaralı durumdaki birinin yarasının üzerine meshetmek suretiyle vücudunun geri kalan kısmını yıkamasının yeterli olacağını söylemiştir.9
Hz. Peygamber, kendisine gelerek hasta olduğunu bildiren ve bu durumda ibadetlerini nasıl eda edeceğini soran kimselere hem bedenlerini zorlamayacak hem de ibadetlerini aksatmayacak şekilde yol göstermiştir. Sahâbeden basur hastalığına yakalanan İmrân b. Husayn"ın namazlarını nasıl kılacağını sorması üzerine, “Namazı ayakta kıl, buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kıl.” buyurmuştur.10 Kendisi de hastalandığı zamanlarda ruhsatı tercih ederek insanlara bu konuda örneklik etmiştir. Bu doğrultuda, attan düşerek sağ yanını incittiğinde oturarak imamlık yapmış,11 vefatıyla sonuçlanan hastalığında namazlarının çoğunu oturarak kılmış12 ve ashâbına da oturarak imamlık yapmıştır.13 Ayrıca imamlık yapan kimselere namaz kıldırırken cemaat içinde hasta, yaşlı ve zayıf kimseler olabileceğini hatırlatarak namazı çok uzun tutmamalarını öğütlemiştir.14
Hastalara abdest ve namaz konularında olduğu gibi oruç ibadetinde de rahatlatıcı çözümler sunulmuştur. Kur"ân-ı Kerîm"de, “Sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.”15 âyetiyle Ramazan ayında hasta olup da oruç tutamayanların sonradan tutabileceği belirtilmiş, iyileşme şansı olmayan kimseler için de oruç yerine “fidye” verme kolaylığı sağlanmıştır.16
İslâm dininde bedenen sağlıklı olmayı gerektiren hac ibadetinin yerine getirilmesi de mazeret sahibi kimseler için kolaylaştırılmıştır. Hz. Peygamber, rahatsızlığından dolayı hacda zorlanan Ümmü Seleme"ye insanların arkalarından giderek binek üzerinde tavaf edebileceğini söylemiş,17 haccın farz olduğu sıralarda babası yaşlılıktan dolayı âciz düşmüş bir kadına da babasının yerine vekâleten hac yapabileceğini bildirmiştir.18 Ayrıca, “Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa; oruç, sadaka, kurban cinsinden biri üzere fidye gerekir.” 19 âyetiyle, bir rahatsızlığı nedeniyle hacda bazı görevlerini yerine getiremeyen kimselerin oruç tutmak, sadaka vermek ya da kurban kesmek suretiyle bu eksikliklerini giderebilecekleri ifade edilmiştir.