Görüldüğü üzere Allah Resûlü, sürekli oruç tutmayı, kişinin kendine eziyet etmesi olarak niteleyerek, bu tür aşırılıkları hoş görmemiştir.
Dinî uygulamalar açısından uzantısı günümüze kadar ulaşan bir başka aşırılık ise Kur"an"ı anlamadan hızlı bir şekilde okumaktır. Mushafların çoğaltıldığı ve Kur"an"ı hızlı okuyarak kısa sürede hatmedenlerin sayısının arttığı günlere yetişen Hz. Âişe, anlamaya imkân tanımayan böyle bir okuyuşu tasvip etmemiş, İslâm"ın birinci asrında ortaya çıkan bu âdet hakkında, “Ben Allah"ın Peygamberi"nin (sav) bir gecede Kur"an"ın tamamını okuduğunu ve sabaha kadar namaz kıldığını bilmiyorum.” demiştir.39
İbadetlerde üzerinde özellikle durulması gereken husus devamlılıktır. Peygamber Efendimiz, ibadeti özel bir güne tahsis etmekten ziyade ibadetin sürekli olmasına önem vermiştir. Nitekim Hz. Âişe"nin anlattığına göre, Peygamber Efendimiz (sav), “Allah"ın en çok sevdiği amel hangisidir?” diye soruldu. O da, “Az da olsa devamlı olanıdır.” buyurmuş ve devamında şöyle demiştir: “Gücünüz yettiği kadar amel üstlenin.” 40 Bu sözleri ile Resûl-i Ekrem amelleri, başlangıçta aşırı bir şekilde yapıp daha sonraki zamanlarda bırakmaktansa az da olsa devamlı yapmanın Allah katında daha değerli olduğunu ifade etmiştir.
İbadetlerde gözetilmesi gereken diğer bir husus ise ihlâsla yapılmasıdır. Peygamberimiz, Muâz b. Cebel"i Yemen"e gönderirken, “Dininde samimi/ihlâslı ol ki az amel bile sana yetsin.” tavsiyesinde bulunarak41 ibadetlerde önemli olanın çok yapılması değil, ihlâslı ve huşû içerisinde yapılması olduğunu vurgulamıştır. Kişinin samimi olarak, yalnızca Rabbinin rızasını gözeterek yaptığı ameller, riya için yaptığı amellerin karşısında elbette ki çok değerlidir. Çünkü riya amelleri boşa çıkarır. Peygamber Efendimiz, “Her şeyin bir coşkunluğu olduğu gibi her coşkunluğun da bir durgunluğu vardır. Şayet bu iki hâli yaşayan kimse itidalli olup orta yolu takip edebilirse onun (kurtuluşa ereceğini) umarım. Fakat (bunları samimiyetten uzak yapıp da) parmakla gösterilecek hâle gelirse, onu (salih kimselerden) saymayın!” 42 buyurarak yapılan işlerin itidalli bir şekilde ve gösterişe kaçmadan yapılmasının önemini vurgulamıştır.
Burada işaret edilen iki ayrı aşırılık; ibadetlere aşırı bir şekilde yönelmek ile ibadetleri tamamen bırakıp farzları dahi yerine getirememektir. Peygamberimiz bu iki aşırılığı değil, orta yolu yani itidali tavsiye etmektedir. Efendimiz, başka bir hadiste ise, “Her şeyin coşkunluğu olduğu gibi, her coşkunluğun da bir durgunluğu vardır. Durgunluk döneminde bile sünnetime yönelen kurtulmuştur. Fakat bundan başkasına yönelen kimse ise helâk olmuştur.” 43 buyurarak itidal hâlinin sünnetine uymak ile gerçekleşeceğini belirtmiştir.