Tuayme"nin dayısı olan ve intikam ateşiyle yanıp tutuşan Ri"l kolunun reisi Enes b. Abbâs bu isteğe hemen olumlu cevap verdi ve harekete geçti.4
Küçük bir ordu gibi toplanan müşrikler, hiçbir şeyden habersiz Bi"r-i Maûne"de beklemekte olan sahâbîlere saldırdılar. Neye uğradıklarını şaşıran ashâb maksatlarını ne kadar anlatmaya çalıştılarsa da gözlerini hırs bürümüş canileri engelleyemediler.5 Ağır yaralı olduğu için öldü zannedilerek bırakılan Kâ"b b. Zeyd en-Neccârî ile esir alınan Amr b. Ümeyye dışında herkes acımasızca katledildi.6
Olayı duyan Peygamber Efendimiz son derece üzüldü. Yüreği dayanılmaz bir acıyla dolmuştu. Enes bu acıyı şöyle anlatır: “Peygamber (sav) kurrâ olarak adlandırılan kişilerden oluşan bir heyeti (dini anlatmaları için Necd"e) göndermiş ve onlar (Maûne Kuyusu başında pusuya düşürülüp) öldürülmüşlerdi. Ben Peygamber"in (sav) onların öldürülmelerine üzüldüğü kadar hiçbir şeye üzüldüğünü görmedim. (O kadar ki) bir ay sabah namazında kıyamda kunut okudu...”7
Bu esnada, İslâm"ı öğrenmek için davetçi isteyen Adal ve Kare kabilelerinin, Lihyânoğulları ile işbirliğine girerek gönderilen on davetçiyi tuzağa düşürdükleri, sekiz kişiyi katlettikleri, iki kişiyi esir alarak Mekkelilere sattıkları Recî" olayının haberi de Hz. Peygamber"e ulaştı.8
Yıllardır, kendisine ve ashâbına yönelen pek çok baskı, işkence ve saldırı karşısında sabredip beddua etmeyen Rahmet Peygamberi bu kez öyle ağır bir acı yaşamıştı ki, haberin geldiği gece yatsı namazının son rekâtında rükûundan doğrulduktan sonra bütün bu felâkete sebep olanlara beddua etti: “Allah"ım! Mudar kabilelerini perişan et! Allah"ım! Onların yıllarını, Yusuf peygamberin kıtlık yılları gibi çetin kıl, başlarına dar getir!” 9 “Allah"ım! Sana ve Resûlü"ne isyan eden Lihyânoğulları, Ri"l, Zekvân ve Usayye kabilelerine lânet et.” 10
Hz. Peygamber bir ay boyunca bu bedduasını sürdürmüş ve her vakitte tekrarlamıştır.11 Ayrıca Allah Resûlü"nün o günlerde müşriklerin elinde kalmış bazı güçsüz Müslümanların kurtulması için, “Allah"ım! Zayıf düşürülmüş müminleri (müşriklerin baskısından) kurtar!” 12 diyerek dua ettiği de nakledilmektedir.
Hz. Peygamber"in namaz esnasında kıyamda iken yapmış olduğu bu münâcât “kunut” diye isimlendirilmektedir. Kunut; itaat etmek, sükût etmek, namazda kıyam hâlinde iken dua etmek demektir. Kunut; zorda, darda kalan kulun, aczini, derdini, şikâyetini namaz içinde dua ya da beddua