Hadislerle İslâm Cilt 2 Sayfa 89

bir hayat inanan bir insan için ölümdür, hayatın anlamını yitirmesi demektir. Yine onun belirttiğine göre, “Rabbini zikreden kimse ile zikretmeyen kimsenin misali, diri ile ölünün misali gibidir.” 51 Mümin, rahatlık, bolluk, sıhhat ve afiyet zamanlarında olduğu gibi, sıkıntı, hastalık, musibet ve felâket zamanlarında da Rabbini anmalı, O"ndan yardım istemeli ve gaflete düşüp O"nu unutmamalıdır.

Zikir ruhun gıdasıdır; derdin devası, gönlün şifasıdır. Kalpleri doyuran, ruhları yatıştıran, gönülleri coşturan bir ibadettir. Zikir, kula farkındalık, uyanıklık ve şuur kazandırır; onu gafletten, vesveseden ve kuruntudan korur. İnsan zikir sayesinde takvaya erer; yoksulluktan kanaat zenginliğine, yalnızlıktan ebedî dostluğa mazhar olur. Allah"ın rahmetini, bağışlamasını, rızasını ve muhabbetini kazanmak istiyorsa eğer, bir kul için zikir hayatının vazgeçilmez parçası olmalıdır.

    

Dipnotlar

51 B6407 Buhârî, Deavât, 66.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَثَلُ الَّذِى يَذْكُرُ رَبَّهُ وَالَّذِى لاَ يَذْكُرُ مَثَلُ الْحَىِّ وَالْمَيِّتِ » .