özellikler arasında sayılmıştır. Kısaca, imandan sonra her türlü salih ameli işlemenin müttakilerin temel vasfı olduğu anlaşılmaktadır.
Sürekli olarak Allah"ın gözetim ve kontrolünde olan mümin, ancak takva ile kulluk bilincine ulaşır. Allah Resûlü, “Nerede olursan ol, Allah"a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!” buyururken,12 müminin her hâl ve şartta takvadan ayrılmaması gerektiğini vurgulamıştır. Çünkü onun ifadesine göre, “Ameller kap (içindeki sıvı) gibidir. Altı iyi olursa, üstü de iyi; altı bozuk olursa, üstü de bozuk olur.” 13 Dolayısıyla insan ancak niyet ve ameliyle bir bütün olarak müttaki yani iyi insan olabilir. Duruma göre tavır değiştiren insanın varacağı nokta nifak yani iki yüzlülüktür. Bunun için Peygamber Efendimiz, “İslâm açıktan, iman ise kalpte (gizli) olur.” buyurduktan sonra eliyle göğsüne işaret ederek üç kere,“İşte takva buradadır. İşte takva buradadır.” 14 buyurmuştur.
Nerede ve ne durumda olunursa olunsun, Allah"a karşı saygılı olmak ve O"nun emirlerini ihlâl etmekten sakınmak müttakilerin en belirgin özelliklerindendir. Hz. Peygamber"in “ihsan” mertebesi olarak tarif ettiği, Allah"ı görüyormuşçasına kulluk etmek de böyle bir şeydir.15 Her şeyi gören, bilen, işiten ve bütün gizliliklere vâkıf olan bir Yaratıcı"ya inanmanın doğal sonucudur bu. Hangi görev ve statüde bulunursa bulunsun, sürekli Cenâb-ı Hakk"ın gözetim ve denetiminde olduğunu bilen bir müminin bilerek günah işlemesi ve günahında ısrar etmesi kolay değildir. İşte bu duyarlılık içinde olan bir müminden kimseye zarar gelmez. Gerçek dindarlardan zarar gelmeyeceği kanaati, böyle kimselerin sürekli bir nefis muhasebesi yani otokontrol içinde bulunmalarından dolayıdır. Halbuki bu duyarlılığa sahip olmayan, haram helâl ve hesap endişesi taşımayan bir kimsenin nasıl tehlikeli olabileceği, ecdadımız tarafından, “Kork Allah"tan korkmayandan!” atasözüyle veciz bir şekilde ifade edilmiştir. Allah Resûlü"nün, “insanların ilk peygamberlik öğretilerinden beri duyup idrak ettikleri bir söz” olarak nitelendirdiği, “Utanmıyorsan dilediğini yap!” ifadesi de bu gerçeği dile getirmektedir.16
Allah Resûlü, “Birbirinize haset etmeyin! (Fiyatı yükseltmek için) müşteri kızıştırmayın! Birbirinize buğuz etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Hiçbiriniz diğerinin (gerçekleştirdiği) satış üzerine (ikinci bir) satış yapmasın! Kardeş olun ey Allah"ın kulları! Müslüman Müslüman"ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, onu küçük görmez. Takva işte buradadır.” diyerek üç