elhamdülillâh.” karşılığını vermiş, onların zenginlik konusunda sohbete dalmaları üzerine de, “Takva sahibi bir kimse için zenginliğin sakıncası yoktur (ama) takvalı kimse için sağlık, zenginlikten; gönül hoşnutluğu da nimetlerden daha hayırlıdır.” 49 buyurarak sahip olduğu nimetlerin hakkını ancak müttaki insanların verebileceğine işaret etmiştir. Minber üzerinde bulunduğu bir gün cemaatten biri kalkarak, “İnsanların en hayırlısı hangisidir?” diye sorunca Peygamber Efendimizin cevabı şu olmuştur: “İnsanların en hayırlısı Kur"an"ı en çok okuyan, en müttaki olan, iyiliği en çok emredip kötülükten en çok sakındıran ve akrabalarına en çok ilgi gösterendir.” 50
Resûl-i Ekrem"e insanların cennete girmesine en çok vesile olan şeyin ne olduğu sorulduğunda, “Allah"a karşı takvalı olmak ve güzel ahlâk.” buyurmuş, insanların cehenneme girmesine en çok sebep olan şeyin ne olduğu sorulduğunda ise, “Ağız ve avret yeri.” cevabını vermiştir.51 Kendisinden nasihat isteyenlere ilk önerisi takva olmuştur. Kendisinden öğüt isteyen Süleym b. Câbir el-Hüceymî"ye yaptığı şu tavsiyeler takvanın hangi incelikleri içerdiğinin de bir ifadesidir: “Allah"a karşı takva sahibi ol. (Kuyudan) su çekmek isteyenin kabına kendi kovandan su boşaltman, ya da kardeşinle güler yüzle konuşman dâhil hiçbir iyiliği küçük görme. Elbiseni yere sarkıtıp sürümekten sakın. Çünkü bu kibirdendir ve Allah kibri sevmez. Eğer bir kimse sende bildiği bir kusurla seni ayıplarsa, sen onda bildiğin bir kusurla onu ayıplama. Bırak onu, yaptığının günahı ona sevabı sana olsun. Hiçbir şeye sövme.” Süleym, “Bundan sonra hiçbir hayvana veya insana sövmedim.” demiştir.52
Sonuç olarak takva, Allah ve Resûlü"nün hoşnutluğunu kazanmanın ölçütü, müttaki ise bu hoşnutluğu elde etmiş mümindir. Takva, insanın her hâlinde Allah"a karşı saygılı olması, O"na itaatsizlik etmekten sakınmasıdır. İçten gelen bu duyarlılık ile kişi, günaha dair her şeyden kendisini soyutlar ve büründüğü takva elbisesi53 ile her türlü kötülükten korunmuş olur. Takva elbisesine bürünmüş, tertemiz, günaha bulaşmamış, taşkınlık göstermeyen, kin ve haset beslemeyen bir kalbin ve dürüst bir dilin sahibi, insanların en faziletlisidir.54 Tüm bunlar dışa güzel davranışlar olarak yansır ve böylece gerçek dindarlık, şekil ve ruh birlikteliğinin sağlandığı takva ile gerçekleşmiş olur. “Ey iman edenler! Allah"a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak Müslümanlar olarak ölün. Hep birlikte Allah"ın ipine (Kur"an"a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin... Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” 55 buyuran Cenâb-ı Hak, takvayı kulları için