üzerinde az bir toprak bulunan ve şiddetli bir yağmurla cascavlak kalan kaya misali, riyakârların da amellerinin Allah katında hiçbir işe yaramayacağı Kur"an"da açıkça belirtilmiştir.9 Resûl-i Ekrem de ibadeti Allah"tan başkası için yapmanın şirk olduğunu ifade etmiştir.10 Allah"a kullukta O"nun rızasının yanına başka amaçlar eklemek bir nevi şirk görüntüsü verdiği için ihlâsın zıddı olan riya"ya “gizli şirk” (şirk-i hafî) de denilmiştir.11
Hz. İsa"nın ifadesiyle ihlâs, bir işi, hiçbir insanın övgüsünü beklemeden yapmaktır.12 Dolayısıyla Allah"tan başkası adına, başkasının gözüne girmek veya gönlünü kazanmak için yani Allah"a başka birini ortak kılarak yapılan ibadetin bir faydası yoktur. Zira Rabbimizin böyle bir kulluk gösterisine ihtiyacı yoktur.13 Ameller ancak ihlâsla ve Allah"ın rızası gözetilerek yapıldığında bir değer taşır.
Din, özü itibariyle ihlâs ve samimiyetten ibarettir. Dolayısıyla samimiyetin olmadığı yerde dinden veya dindarlıktan söz edilemez. Kutlu Nebî (sav) dinin samimiyetten ibaret olduğunu, “Din, samimiyettir.” sözüyle ifade etmiş, bununla neyi kastettiğini daha açık bir şekilde anlatması için, “Kime karşı?” diye sorulduğunda ise samimiyetin, “Allah"a, Kitabı"na, Resûlü"ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara” gösterilmesi gerektiğini belirtmiştir.14 Üstelik çeşitli vesilelerle aldığı biatlerde kendisine bağlılık yemini edenlerden, “bütün Müslümanlara içtenlikle ve samimi davranmaya” söz vermelerini istemiştir.15
Böylece inanan insan, Allah"a iman ve kulluk, Kur"an"a tâbi olma, Hz. Peygamber"i örnek alma, yöneticilere karşı hakkı söyleme ve toplumsal görevlerini yerine getirme, sınıf ve statü farkı gözetmeksizin bütün Müslümanların ve hatta bütün insanların haklarına riayet etme gibi konularda ciddi bir samimiyet sınavına tâbi tutulmaktadır. Bu sınavın zorluğunu iyi bilen Allah Resûlü, namazlarının ardından, “...Allah"ım! Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Beni ve ailemi dünya ve âhirette her an sana ihlâsla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi!..” duasıyla Cenâb-ı Hakk"a niyazda bulunmuştur.16 Onun yakın arkadaşları da gösteriş ve dünyevî çıkar gözetilerek yapılan amellerin âhirette işe yaramayacağını bildikleri için O"nun gibi ihlâs ve samimiyetle hareket etmişlerdir. Bu yüzden Hz. Ömer, “Allah"ım! Amelimin hepsini salih ve sadece senin rızana has kılınmış eyle ve amelime hiçbir şeyi ortak etme.” diye dua etmiştir.17
Sevgili Peygamberimiz, pek çok hadisinde ihlâsın önemine işaret etmiş ve insanları ihlâslı ve samimi olmaya çağırmıştır. Bunun için de öncelikle