hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra onların peşinden gelenler, daha sonra onların peşinden gelenlerdir.” 25 Şüphesiz bunda ilk Müslüman toplumunun İslâm"a hizmetteki önceliği ve katkısının önemli bir payı vardır. Nitekim Ebû Hüreyre (ra), “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun...” 26 âyetini yorumlarken, “Siz, insanlar için en hayırlı insanlarsınız. Çünkü sizler İslâm camiasına boyunlarında zincirler bulunan esir insanları getirirsiniz, nihayet bu esirler sizin vasıtanızla İslâm"a girerler.” 27 demiştir.
Hayır, nebevî öğretide model davranışı ifade eden genel bir kavramdır. Hayrın değerli olması, birey veya toplum için faydalı bir duygu, düşünce veya eylem olmasından kaynaklanır. İbn Abbâs"ın ifadesiyle hayır konusunda, (insanların yararı için) gönderilen rüzgârdan daha cömert olan28 Resûlullah (sav), kendisine nispet edilen bir hadiste, “İnsanların en hayırlısı insanlara en yararlı olandır.” demiştir.29 Ayrıca niceliği, mahiyeti ne olursa olsun hiçbir hayrın karşılıksız kalmayacağını da ifade etmek gerekir. Mamafih bir adam Hz. Peygamber"e gelerek üç kez üst üste, “Ey Allah"ın Nebîsi! Verilmemesi (esirgenmesi) helâl olmayan şey nedir?” diye sorduğunda Efendimiz (sav) sırasıyla “su” ve “tuz” dedikten sonra üçüncüsünde, “yapacağın her hayır” cevabını vermiştir.30 Zira Yüce Allah, “Kim zerre miktarı hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.” 31 buyurmaktadır.32
Yukarıda müminlerin çeşitli niteliklerine işaret eden hadisler, zaman veya mekânla kayıtlı olmayan insanî erdem ve faziletlere işaret etmektedir. Dolayısıyla hayır ve şer insanla birlikte bir anlam, bir değer veya değersizlik ifade eden mefhumlardır. Enes b. Mâlik vasıtasıyla nakledilen bir hadiste Resûl-i Ekrem (sav) hayır veya şerle olan ilişkilerini göz önüne alarak insanları sınıflandırmıştır: “Öyle insanlar vardır ki (âdeta) hayrın anahtarları, şerrin sürgüleri gibidir. Kimisi de şerrin anahtarları ve hayrın sürgüleri gibidir. Ne mutlu! Yüce Allah"ın, hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere! Ve yazıklar olsun Yüce Allah"ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere!” 33 Bu hadis Medine"de en son vefat eden sahâbî34 Sehl b. Sa"d"dan şu şekilde rivayet edilmiştir: “Şüphesiz bu hayır, hazineler dolusudur. O hazinelerin de birtakım anahtarları vardır. Allah"ın, hayra anahtar ve şerre sürgü kıldığı kullara ne mutlu! Ve Allah"ın şerre anahtar ve hayra sürgü kıldığı kullara yazıklar olsun!” 35 Ne garip tecellidir ki hem Enes hem Sehl, Ehl-i Beyt"e dil uzatmaları yönünde kendilerine yapılan baskılara karşı direndikleri için Emevî valisi Haccâc-ı Zâlim tarafından elleri kolları bağlanmak suretiyle