kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır. Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedî kalmak üzere cennettedirler. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Bu onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir.” 3 Buna göre asıl saadet, ebedî saadettir. O da cennettir, cemâlullahtır.
Kur"an"da, şekâvet kelimesi çeşitli türevleriyle kullanılmış, bu kavrama ne şans ne de talih anlamı yüklenmiştir. Aksine bu kavram Allah"tan yüz çeviren ve O"nun hidayetini reddeden kimselerle ilgili olarak kullanılmıştır.4 Örneğin dünya zevk ve eğlencelerine dalmak suretiyle benliklerini kaybedenler5 şakî kimselerdir. Bu insanlar, dünya hayatlarında yapıp ettiklerinden mutlu olduklarını düşünüyor olabilirler. Gerçekte ise benliklerini kaybettikleri için farkına varamadıkları ama âhirette mutlaka farkına varacakları, tam bir bedbahtlık içindedirler. Orada onları, iç çekişlerin ve hıçkırıkların hâkim olduğu bir elem günü beklemektedir.6
Aslında şekâvet kelimesi, bedbahtlığın farklı boyutlarını bünyesinde barındıran bir niteliğe sahiptir. Meselâ, şekâvet kapsamında okunabilecek kelimeler arasında yer alan “havf”, korku ve kaygıyı ifade ederken,7 “hemm” ve “hüzn”, üzüntü, mutsuzluk ve iç sıkıntısını anlatmaktadır.8 “Hasret”, insanın elinden kaçırdıklarına duyduğu elem ve pişmanlığı,9 telâfisi imkânsız olanı görünce yaşanan ruh hâlini ifade ederken, “dîyk” gönül huzursuzluğunu, şüphe ve tedirginliği anlatmaktadır.10 Benzer şekilde “gam”, dilimizde de kullanıldığı biçimde dert, keder anlamı taşımaktadır.11 Olumsuz çağrışıma sahip bütün bu ifadelerin şekâvete dair bedbahtlık türleri olduğunu söylemek mümkündür.
Hz. Peygamber"in dilinde de saadet ve şekâvet kavramının anlam dünyası, Kur"an"ınki ile örtüşmektedir. Anne tarafından Hz. Peygamber"e akraba olup ona ilk iman edenlerden biri olan Sa"d b. Ebû Vakkâs"tan12 rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber, “İnsanoğlu, Allah"ın kendisi için takdir ettiğine rıza gösterirse mutlu olur. Şayet, Allah"tan hayırlı olanı ummayı terk eder ve Allah"ın kendisi için takdir ettiğine kızıp, isyan ederse bedbaht olur. ” buyurmuştur.13
Bu rivayete göre dünya hayatında mutluluğun anahtarlarından biri, Hz. Peygamber"in dilinde “Allah"tan hayırlı olanı istemek” olarak çevirdiğimiz istihâre bilincidir. İstihâre, sadece bir rüya görmek için yatmak değil, Allah"tan hep hayırlı olanı isteme bilincine ulaşabilmektir. Bu bilinç, kişinin, “Ey Rabbim! Şayet senden istediğim şey benim için hayırlı ise onu