bana nasip eyle!” diyebilme şuurudur. Buna göre istihâre, her şeyden önce Müslüman"ın hayat tarzıdır.
Mutluluğun diğer anahtarı ise Allah"ın kaza ve kaderine rıza gösterebilme bilincidir. Yunus Emre"nin deyişiyle, “Kahrın da hoş, lütfun da hoş!”; Erzurumlu İbrâhim Hakkı"nın ifadesiyle, “Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler!” teslimiyetini sergileyebilmektir. Bela ve musibetlere sabır gösterebilmektir. Çünkü dünya imtihanı ancak bu şekilde kazanılabilir. Hz. Peygamber, “Sabır, musibetin başa geldiği ilk andadır.” buyurmuştur.14 Müslüman, dünya hayatında zaman zaman musibetlerle karşılaştığında, bunu asla bir bedbahtlık olarak görmez. Aksine ıstırap, sıkıntı, felâket ve musibetler, bir Müslüman"ın, faziletli davranışlar sergileyebilmesi için, Allah"a olan imanının test edildiği bir denenme sürecidir. Böyle bir ıstırap, asla şekâvet değildir. Bunun adı beladır, denenme süreci de ibtilâdır. Kur"an, bu durumu, “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele!” 15 âyetiyle ifade etmektedir.
Câhiliye döneminde Araplar, kadın, ev ve atı (bineği) uğursuz sayarlar; bunların kişiyi bereketsiz ve mutsuz kılacağına inanırlardı.16 Hz. Peygamber, câhiliyeden gelen bu bâtıl inancı ortadan kaldırarak bu dünyadaki bütün mutlulukların en başına, kişinin iyi bir aile kurmasını getirdi. Uhud Savaşı"nda bedenini siper ederek Hz. Peygamber"i koruyan ve bu sebeple Peygamber Efendimizin kendisini, “Anam babam sana feda olsun!” diyerek methettiği, isminin kelime anlamı da “mutluluk” olan büyük sahâbî Sa"d b. Ebû Vakkâs"tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Üç şey insanoğlunun mutluluğundan, üç şey de insanoğlunun bedbahtlığındandır. İnsanoğlunun mutluluğundan olan şeyler; iyi bir eş, oturmaya müsait bir ev ve uygun bir binektir. İnsanoğlunun bedbahtlığından olan şeyler ise kötü bir eş, kötü bir ev ve kötü bir binektir.” 17
Hayırlı bir eşten kasıt, dindarlık, beden sağlığı, akıl, edep, güzel idare ve yaratılış güzelliği gibi niteliklerdir. Hz. Peygamber"in saadet kelimesini en çok kullandığı yerlerden birinin aile hayatı ile ilgili konular olması, onun (sav) aile mutluluğuna verdiği önemi göstermektedir. Aile mutluluğunu Kur"an, “göz aydınlığı” deyimi ile anlatmaktadır. Genellikle bütün dillerde mutluluğun ilk tezahür ettiği yer, göz bebeğidir. Kur"an"da da müminlerin özellikleri anlatılırken onların, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah"a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle!” 18 şeklinde dua ettiklerinden söz edilmektedir. Bu âyet, kişinin