İşverenin işçisine karşı sadakati denildiğinde hemen şu hususlar akla gelir: İşveren, çalıştırdığı işçisinin ücretini önceden belirleyip ona bildirmeli,22 emeğinin karşılığını alnının teri kurumadan ödemeli,23 iş akdine bağlı kalmalıdır.
Çalışan kişi de işverenine sadık olmalı, işini en güzel şekilde yapmalı, işverenin malını kendi malı gibi bilerek hassasiyet göstermelidir.
“Allah"a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında özü sözü doğru olanlar (sıddîkûn) ve Allah katında şahitlerdir.” 24 âyeti gereği inanan insanın sıddîk olması gerekir; çünkü iman ile sıdk arasında sıkı bir bağ vardır. Çünkü mümin kişi aynı zamanda musaddiktir. Yani, Rabbinin varlığını, birliğini, onun eşi ve benzeri olmadığını, peygamberi vasıtasıyla bildirdiklerinin hak olduğunu tasdik edicidir. İnanan kişi öncelikle “Hakk”ı “tasdik” eder, sonra da tasdik ettiği doğrulara “sadık” kalır. Sadakat gösterir; hâl ve hareketlerinde, söz ve amellerinde, iç ve dış âleminde bu sadakati yani Allah"a olan imanını yansıtır. İnanan kişi tasdik ettiği doğrulara sadakat gösterirse, Allah"ın inanan kullarını tâbi tutacağı sadakat imtihanını25 başarıyla geçebilecek ve sadakat gösterenlere bahşedeceği mükâfatlara26 nail olabilecektir. Diğer taraftan Allah"la, Resûlullah"la, içinde yaşadığı toplumla ilişkilerini sadakat ölçüsünde sürdüren kişi “emin” olur, hem etrafından güven duyar hem de çevresindeki herkese ve her şeye güven verir.27
Hz. Ebû Bekir"in Peygamber Efendimize sadakati her zaman örnek alınacak bir güven örneğidir. Hz. Peygamber"in, Mescid-i Harâm"dan Mescid-i Aksâ"ya gidip sonra da döndüğünü söylediği isrâ ve mi"rac tecrübesi bu sadakatin test edilmesi için iyi bir fırsat olmuştur insanlara. Müşrikler de böyle bir fırsat arıyorlardı. Onun bu iddiasını anlatmak ve buradan bazı sonuçlar elde etmek için hemen onun en yakın arkadaşı Hz. Ebû Bekir"in yanına koştular. Heyecanlı ve alaylı tavırlarla Hz. Ebû Bekir"e, peşinden gittiği bu şahsın akıl almaz diye düşündükleri Mescid-i Aksâ yolculuğunu anlattılar. Hesapları Hz. Ebû Bekir"in pişman olması ve eski dinine geri dönmesi üzerine kurulu idi. Ama onlar yanlış hesap yaptıklarının farkında değillerdi. Çünkü karşılarında Ebû Bekir Sıddîk vardı. Resûlullah"ın Hakk"a davetine icabet eden ilk erkek olan, girdiği hak yolda dosdoğru ilerleyen, her zaman hakkı gözeten bir mümindi o. Onlar onun şirk bataklığına dönmesini beklerken onun verdiği cevap bütün inananlar için Allah Resûlü"ne sadakatin simgesi olacaktı. Ve şu