belirterek, Mekkelilere teslim edilmemesini rica etti Allah Resûlü"nden. Bunun üzerine Hz. Peygamber"in dudaklarından tarihe yazılacak şu sözcükler döküldü: “Ey Ebû Basîr! Bildiğin gibi biz bu kavme (bir söz) verdik. Dinimize göre bize, ahde vefasızlık yapmak yaraşmaz...” Sonra da, Ebû Basîr"i teselli etti ve Allah"ın ona mutlaka bir çıkış yolu göstereceğini belirtti.14
Mekke"den gelenler, Ebû Basîr"i teslim alarak yola çıktılar. Yemek molası verdikleri Zü"l-Huleyfe"de Ebû Basîr, içlerinden birini oyuna getirerek kılıcını aldı ve onu öldürdü. Kendisinin de öldürüleceğini anlayan diğeri ise kaçıp Medine"ye gitti. Arkadaşının Ebû Basîr tarafından öldürüldüğünü, kendisinin de öldüreceğini söyleyerek Hz. Peygamber"e sığındı. Çok geçmeden öldürdüğü adamın kılıcını kuşanan Ebû Basîr de çıkageldi ve Hz. Peygamber"e, “Ey Allah"ın Peygamberi! Allah sana ahdini yerine getirtti, beni onlara geri verdin. Sonra da Allah beni onlardan kurtardı.” dedi.15
Ebû Basîr, öldürdüğü adamın eşyalarını, binitini ve kılıcını kastederek, “Yâ Resûlallah! Bunların beşte birini ayırıp al.” dedi. Hz. Peygamber ise, “Eğer bunun beşte birini alırsam onlarla anlaştığım konuda kendilerine verdiğim sözü yerine getirmediğimi düşünürler.” buyurdu.16 Ardından Hz. Peygamber"in, “Hayret! Adam, yanında birileri daha olsa harbi kızıştıracak.” dediğini işiten Ebû Basîr, yapılan antlaşma gereği Hz. Peygamber"in kendisini yeniden iade edeceğini anladı ve Medine"yi terk etti.17 Kureyş"in ticaret kervanlarının geçtiği, Mekke ile Şam arasında bulunan Iys mevkiine yerleşti.18 Kısa zamanda burası, Müslüman olarak Mekke"den kaçan fakat antlaşma gereği Hz. Peygamber"in kabul edemediği ya da Mekkelilere iade ettiği Ebû Cendel ve benzeri Müslümanların oluşturduğu bir karargâh hâline geldi.19
Ebû Basîr"in getirdiği ganimeti, dolaylı olarak da olsa, antlaşmaya muhalefet olarak değerlendiren Allah Resûlü, müşriklerden kaçan kişinin sığınma talebini de kabul etmemiştir. Böylece doğrudan veya dolaylı olarak antlaşmaya aykırı davranışlardan kaçınılması gerektiğini göstermiştir. Hatta, “Kim bir zimmiyi (antlaşmalı bir gayri müslim vatandaşı) antlaşmalıyken öldürürse Allah ona cenneti haram kılar.” 20 buyurmak suretiyle de, antlaşmaya muhalefet eden kişinin cehennemle cezalandırılacağına dikkatleri çekmiştir.
Ahde vefa gösterilmesi, her ne koşulda olursa olsun, lehine de olsa aleyhine de olsa verilen sözlerin tutulması, müminin ayırıcı özelliklerindendir. Nitekim câhiliye âdetlerinin bütün çeşitleriyle hüküm sürdüğü